SİYASETİN DEVE KUŞLARINA HİTABEN
Herkesin sonuçlarını merakla beklediği seçimlere günler kala adaylar son turlarını atarken son vaatlerini de sıralamaktan geri durmuyorlar. Tabi bunun yanında birde savaşta her yol mübah mantığını siyasete entegre eden bazı zevatlar da gözden kaçmıyor değil.
Rahmetli Muhsin Başkan´ın dediği gibi “İki saniyesine hükmedemediğimiz bir dünya, bir hayat için bu kadar fırıldak olmanın anlamı yok.” Herkes siyaset yaptığını sanıyor, ama vatandaş bazılarının yaptığının siyaset değil de rezillik olduğunu, buram buram riya koktuğunu görebilecek ferasete sahip. Bunu da herkese 31 Mart akşamı YSK seçim yayın yasağını kaldırınca gösterecek inşallah.
Yaptığı her türlü rezilliği, pisliği, iki yüzlülüğü siyaset kisvesi altında saklamaya çalışan bu deve kuşlarına birinin; “Tamam, başın toprağın altında ama, bir yerlerin açıkta kalmış.” demesi gerekir. Zaten bunun mücadelesini veriyoruz şu anda, ben hayatım boyunca dedemin babama, babamın da bana bir yaşam felsefi, bir bakış açısı olabilecek şu nasihatini hiç unutmadım, unutmayacağımda benden sonrakilere de bunu miras bırakacağım.
“ Gün kara ise, sen günden de kara ol.” İnanın Rabbim ömür verirse sadece bu cümle üzerine bir kitap yazabilirim. Öyle geniş çaplı, derin konulara temas ediyor ki bu cümle. Hayatımızın her safhasında bize dirençli olmayı, hadsizlere had bildirmeyi daha neler neler. Bu atasözüne öyle anlamlar yüklenmiş ki biz burdan sadece bir kaçını sıralayabiliriz. Mesela bir anlamı şu şartlar ne kadar zor olursa olsun, sende şartları zorlayacak irade olsun. Diğer bir anlamı karşındaki iş, şahıs, olay her neyse pes etme sen hedefine varmak için elinden gelenin fazlasını yap, yada karşındaki insan ise onunla mücadele etmek istiyorsan ona anladığı dilde, hakkettiği muameleyi göstereceksin ki bir daha bir hadsizlik yapmasın. Ama toplumsal ahlak kurallarımız buna engel oluyor. Bazıları da bizim toplum olarak var olan bu tür değerlerimizi kendilerine gelir kapısı aracı kullanmaktan ne yazık ki geri durmuyorlar. Toplum olarak yalancının yüzüne sen yalancısın, ahlaksızın yüzüne sen ahlaksızsın, hırsızın yüzüne de sen hırsızsın deme erdemini göstermemiz lazım. Biz bu erdemi göstermediğimiz zaman yalancısı, ahlaksızı, hırsızı daha da bir cüretkâr daha da bir pişkin oluyor.
Ne yazık ki bu günlerde fazlaca muhatap olduğumuz siyasilerde yukarda saydığımız özellikler ziyadesiyle mevcut tabii ki bu hepsi için geçerli değil. İçlerinden gerçekten bu memleket için yüreği çarpan, memleketine hizmet aşkıyla yananlar da var. Rabbim onların sayılarını artırsın aksi düşünce ve fikirde olan müptezellere de fırsat vermesin. Toplumun hemen hemen her kesiminin şikayetçi olduğu bir konu bu aslında ama gel görelim ki bunu gidermenin yolunun bizden geçtiğinin farkında değiliz. Bunu bir ahlak haline getirmemiz lazım ki toplum olarak boşa harcanan bu kadar enerjiyi başka bir alanda kullanalım. Allah´ın verdiği nefesi boşa tüketmeyin burası Malatya herkes birbirini bilir. Malatyalı kime oy vereceğini bilir, Malatyalı yerel seçimin aday odaklı olduğunu bilir, adaylarda ki kalite ve adamlığı görür, şehrin yarısı yıkılmışken kimin bu enkazı kaldıracağını bilir. Malatyalı adamı gözünün içindeki parıltıdan bilir, süslü cümlelere bakmaz hele hele siyasi dedikoduculara asla prim vermez
