Lütfen Dikkat

Sevgili Dostlar,

Her şeyin belli bir zamanı vardır ve zamanında yapılmayan işler uyarılar istenen, beklenen neticeyi, faydayı vermez. Ben de olabilecek sıkıntıları önlemek ve faydalı olmak niyetiyle sevgili dostlarıma bazı hatırlatmalarda bulunmak istedim.

İnanç özgürlüğü, kişilerin inançlarına ve dinlerine saygı gösterilmesi, bu inançları özgürce ifade edebilmeleri ve bu inançlarını uygulayabilmeleri hakkını içeren temel bir özgürlüktür. İnanç özgürlüğü, demokratik bir toplumun en temel özgürlüklerinden biridir. Diğer temel özgürlükler gibi sınırlıdır. İnanç özgürlüğü, diğer insanların haklarını veya toplumun genel çıkarlarını tehlikeye atacak ya da zarar verecek davranışları içermez. Aynı zamanda, inanç özgürlüğü, başkalarının inançlarına saygı göstermeyi de gerektirir.

İfade özgürlüğü, bireylerin farklı düşüncelerini özgürce ifade etme hakkını kapsayan temel bir özgürlüktür. İfade özgürlüğü, demokratik bir toplumun temel taşlarından biridir ve özellikle düşüncelerin ifade edilmesi ve paylaşılması açısından önemlidir. İfade özgürlüğü, farklı düşüncelerin ve fikirlerin özgürce ifade edilmesi ve tartışılması sayesinde bir toplumun gelişebilmesi için gereklidir.

Özellikle seçim sürecinde maalesef daha özensiz, dikkatsiz ve de kırıcı olabiliyoruz. Hâlbuki insanlar istediklerine inanabilir, inanç ve düşüncelerini başkasına sıkıntı olmayacak uygun bir şekilde ifade edebilir. Başkalarına hakaret etmeden, kırıp dökmeden yani İlahi Ahlak’a ve Anayasa’ya uygun olması doğru ve zaruridir.

Fert veya toplulukların mukaddes kabul ettiği şeylere (özellikle Enam suresi 108. Ayette vurgu ile belirtildiği ve emredildiği üzere) sövmemek gerekir. Zira bu tür davranışlar daima aksi tesir göstermekte ve mukaddes kabul edilen şeylere hakarete sebep olmaktadır.

Bu konudaki ilahi emir ve ikazların bir kısmı şöyledir:

1. Ey iman edenler! Öldürülenler hakkında size kısas¹ farz kılındı. .. Bundan sonra tecavüzde bulunana elem dolu bir azap vardır.²

2. Sizinle savaşanlara karşı Allah yolunda siz de savaşın. Ancak aşırı gitmeyin.³ Çünkü Allah aşırı gidenleri sevmez.⁴

3. “Haram ay, haram aya karşılıktır.⁵ Hürmetler(saygı gösterilmesi gereken şeyler) kısas kuralına tabidir. O halde kim size saldırırsa, size saldırdığı gibi siz de ona saldırın(fakat ileri gitmeyin). Allah’a karşı gelmekten sakının ve bilin ki, Allah kendine karşı gelmekten sakınanlarla beraberdir.⁶ 

4. Kadınları boşadığınız ve onlar da bekleme sürelerini bitirdikleri zaman, ya onları iyilikle tutun yahut iyilikle bırakın. Haklarına tecavüz edip zarar vermek için onları tutmayın. Bunu kim yaparsa kendine zulmetmiş olur. Sakın Allah’ın ayetlerini eğlenceye almayın. Allah’ın üzerinizdeki nimetini, size öğüt vermek için indirdiği Kitab’ı ve hikmeti hatırlayın. Allah’a karşı gelmekten sakının ve bilin ki Allah her şeyi hakkıyla bilendir.⁷

5. Onlar nerede bulunurlarsa bulunsunlar, Allah’ın ve (mü’min) insanların güvencesine sığınmadıkça kendilerini zillet kaplamıştır. Onlar Allah’ın gazabına uğradılar ve yoksulluk onları kapladı. Bunun sebebi onların; Allah’ın ayetlerini inkâr ediyor ve peygamberleri haksız yere öldürüyor olmaları idi. Bütün bunların sebebi ise, isyan etmekte ve (Allah’ın koyduğu) sınırları çiğnemekte oluşları idi.⁸

6. Ey iman edenler! Allah’ın (koyduğu din) nişanelerine⁹, haram aya, Hac Kurbanına, (bu kurbanlara takılı) gerdanlıklara ve de Rab’lerinden bol nimet ve hoşnutluk isteyerek Kâ’be’ye gelenlere sakın saygısızlık etmeyin. İhramdan çıktığınızda (isterseniz) avlanın. Sizi Mescid-i Haram’dan alıkoydular diye birtakımlarına beslediğiniz kin, sakın ha sizi, haddi aşmaya sürüklemesin. İyilik ve takva(Allah’a karşı gelmekten sakınma) üzere yardımlaşın. Ama günah ve düşmanlık üzere yardımlaşmayın. Allah’a karşı gelmekten sakının. Çünkü Allah’ın cezası çok şiddetlidir.¹⁰

7. Ey iman edenler! Allah’ın size helâl kıldığı iyi ve temiz nimetleri (kendinize) haram etmeyin ve (Allah’ın koyduğu) sınırları aşmayın. Çünkü Allah, haddi aşanları sevmez.¹¹ 

8. Rabbinize alçak gönüllüce ve için için dua edin. Çünkü O, haddi aşanları sevmez.¹²

9. Sonra, onun ardından birçok peygamberi kendi toplumlarına gönderdik. Onlara apaçık mucizeler getirdiler. Fakat onlar önceden yalanlamakta oldukları şeye inanacak değillerdi. İşte Biz haddi aşanların kalplerini böylece mühürleriz.¹³ 

10. O da şöyle der: “Rabbim! Dünyada gören bir kimse olduğum hâlde, niçin beni kör olarak haşrettin?” Allah, “Evet, öyle. Ayetlerimiz sana geldi de sen onları unuttun. Aynı şekilde bugün de sen unutuluyorsun” der. Haddi aşan ve Rabbi’nin âyetlerine inanmayanları işte böyle cezalandırırız. Şüphesiz ahiret azabı daha şiddetli ve daha kalıcıdır.¹⁴ … 

T.C. Anayasası Madde 26 da:

Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunla düzenlenir.

Koruyucu önlemleri alıp hasta olmamak önemli olduğu gibi dikkat edip kırıcı olmamak da çok önemlidir. Yanlıştan sonra hatayı kabul ve özür önemli ve zaruri olmakla birlikte en iyisi gerekli özeni gösterip böyle bir duruma düşmemektir. Çünkü gönül alınsa da eskisi gibi olmaz.

Evet, Sevgili Dostlar benden iyi niyetli bir hatırlatma. İnşallah istifade edilir ve faydalı olur. 

Sevgi ve saygılarımla birlikte sizleri Allah’a emanet ediyorum. 

 04.04.2023 Malatya

KAYNAKLAR: 

1. Kısas, aynıyla karşılık vermek demektir.
2. Bakara Suresi 178. Ayetinin (Diyanet) meali.
3. “Aşırı gitmeyin”  ifadesiyle, mecbur kalmadıkça savaşa girilmemesi, savaş kaçınılmaz hale gelince de savaşta çocuklara, kadınlara, yaşlılara ve savaşla ilgisi olmayan diğer sivillere zarar verilmemesi, işkenceden sakınılması, … gibi hususlar kastedilmektedir.
4. Bakara, 190 
5. Haram ay, saygı duyulması gereken bir zaman dilimi olduğu için savaşın yasak olduğu ay demektir. İslam’da haram ay uygulaması kaldırılmıştır. Bu ayette haram aylarda kendilerine savaş açılması halinde Müslümanların da bu aylarda mukabelede bulunabilecekleri ifade edilmekte, ayrıca bu hükmü de içerecek genel “Kısas Prensibi” getirilmektedir.
6. Bakara, 194
7. Bakara, 231
8. Al-i İmran, 112
9. Mealde geçen “nişaneler” kelimesi, ayetteki “şeair” kelimesinin karşılığı olarak kullanılmıştır. “Şeair”, alametler, işaretler ve semboller demektir. Burada kastedilen, dinin belirgin alametleri, işaretleri ve sembolleridir. Özellikle de Haccın eda edildiği kutsal yerler ve bazı Hac fiilleridir. 
10. Maide, 2
11. Maide, 87
12. A’râf, 55
13. Yunus, 74
14. Tâ Hâ, 125-127