SON DAKİKA

Teknokent Genel Müdürü Değişti, Yılmaz Geldi, Kocamaz Japonya Yolcusu

Teknokent Genel Müdürü Değişti, Yılmaz Geldi, Kocamaz Japonya Yolcusu
A- A+

İnönü Üniversitesi Teknokent Genel Müdürü Doç. Dr. Adnan Fatih Kocamaz, görevini Doç. Dr. Hasan Yılmaz’a devretti. 

Teknokentte gerçekleştirilen devir teslim törenine İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kızılay, Teknokent Yönetim Kurulu Üyesi ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İbrahim Türkmen, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Abdulkadir Baharçicek ve Prof. Dr. Nusret Akpolat, İş Adamı Rıdvan Budak, Teknokent firma yetkilileri ve yönetici ekibi katıldı.

Teknokentte gerçekleştirilen devir teslim töreninde Rektör Prof. Dr. Ahmet Kızılay, Teknokentin çalışmalarına 2009 yılında başladığını belirtti. Prof. Dr. Kızılay, gelinen noktada Teknokentin ülkemizdeki teknokentler içerisinde iyi bir seviyeye ulaştığını söyleyerek hedeflerinin İnönü Üniversitesi Teknokentini, Türkiye’deki en iyi teknokentlerden biri yapmak olduğunu ifade etti.

Kızılay konuşmasının sonunda “Altı yılı aşkın bir süredir genel müdür olup Teknokentimizde çok önemli görevler yapan çok değerli hocamız, kıymetli kardeşimiz Doç. Dr. Adnan Fatih Kocamaz’ın görevi yine üniversitemizin rektör danışmanlığı ve Kariyer Merkezi müdürlüğü yapan yakın çalışma ekibimizde yer alan Doç. Dr. Hasan Yılmaz hocamıza devri nedeni ile buradayız. Teknokentimizi geldiği seviyeden daha öteye götürmek üzere bayrağı devralıyor.” dedi.

Doç. Dr. Adnan Fatih Kocamaz konuşmasında görevi altı yıl üç ay önce devraldığını, bu altı yıl içerisinde birçok proje yaptıklarını ve bunlardan en önemlisinin “Güneş Enerjisi Santrali Projesi” olduğunu belirtti. Kocamaz, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının desteği ile başlatıp yap-işlet-devret modeli ile bitirdikleri ve tamamladıkları Güneş Enerjisi Santralini geçen Nisan ayında devraldıklarını söyledi. 

Doç. Dr. Kocamaz ekibinin kendisi için önemli olduğunu şu cümlelerle belirtti: “Geçenlerde güzel bir söz okudum; ‘Sıradan insanların büyük işler başarması ancak çok iyi ekip çalışması ile olur.’ diyordu. Biz sıradan insanlarız ama çok iyi bir ekibimiz var. Az sayıda ama çok çalışkan bir ekibim vardı. Ben bu başarının arkasındaki sırrı onlara da atfediyorum. Herkesin huzurunda ekibime çok teşekkür ediyorum.”

Son olarak Kocamaz, konuşmasında Doç. Dr. Hasan Yılmaz’a yeni görevinde başarılar diledi.

Teknokentte yeni görevini devralan Doç. Dr. Hasan Yılmaz konuşmasında şunları söyledi:

Öncelikle Sayın Rektörüme çok teşekkür ediyorum. Bu önemli görevi şahsıma tevdi edilmesi yönünde verilen karar için yönetim kurulu ekibine çok teşekkür ediyorum. Fatih hocama da ayrıca teşekkür ediyorum. Görevi bu güne kadar layıkıyla yerine getirdi ve artık kendisi için başka bir yol seçti ve o alanda inşallah ilerleyecek. Biz de bu gün devraldığımız bu bayrağı en iyi şekilde daha iyi ve başarılı bir noktaya taşımak için ekibimizle sahada olacağız, var gücümüzle çalışacağız. Üniversitemizin, şehrimizin ve ülkemizin güzide kurumu olan Teknokenti inşallah daha iyi noktalara getireceğiz. Bilgiye, ileri teknolojiye, ARGE’ye, girişime ve sanayiye vereceğimiz desteklerle hep birlikte başarıyı elde edeceğiz. ”

Devir teslim töreninin sonunda Doç. Dr. Adnan Fatih Kocamaz ve Doç. Dr. Hasan Yılmaz birbirlerine çiçek takdim ettiler.

-6 YILDA NELER YAPILDI?

Doç. Dr. Adnan Fatih Kocamaz 6 yıllık çalışmasını şu şekilde anlattı; 

“2016 yılı Temmuz ayı itibari ile İnönü Üniversitesi rektörü, değerli hocam, Prof. Dr. Ahmet Kızılay'ın görevlendirmesi ile başladığım ve 6 yılı aşkın süredir devam ettirdiğim Malatya Teknokent genel müdürlüğü pozisyonumdan, Japonya'da başlayacak olan post doktora çalışmam nedeniyle ayrılmak durumundayım. 

Eylül 2022 olağan genel kurulu benim için son yönetim kurulu toplantısıydı. Toplantıda değerli çalışma arkadaşlarım bana bir sürpriz yapmışlar ve üzerinde Japonca "Sayanora" yazan bir pasta hazırlatmışlar. Kendilerine ince düşünceleri için çok teşekkür ediyorum. 

Göreve ilk başladığım gün; "Âla külli hâl bir gün bu işi bıraktığımda ve geri dönüp arkama baktığımda, bu kubbenin altında hoş bir sâda bırakmak istiyorum" demiştim. Teknokentin benim için çok büyük bir anlamı ve kıymeti var. 6 yıllık süreç içerisinde çok büyük sevinçleri ve sıkıntıları aynı anda yaşadığımız, bunun yanı sıra gurur duyduğumuz sayısız günler oldu. Çok değerli ve kaliteli, teknokenti kendi evi gibi sahiplenen, sayı olarak az olsa da azim ve gayret noktasında oldukça büyük bir ekip kurmak nasip oldu. Ekibimle birlikte yeri geldi yük taşıdık, yeri geldi inşaat işlerini beraber yaptık, yeri geldi teknokenti beraber temizledik, beraber üşüdük. Ekibim de ben de teknokenti bir parçamız, kendi işimiz gibi sahiplendik. Teknokentin derdiyle kendi derdim gibi dertlendim, sevinciyle sevindim. 6 yıl önce devraldığımda 14 firma, 1 teknokent çalışanı ve birkaç firma çalışanı varken; bugün Malatya Teknokent 80’i aşkın firmaya, 400'ü aşan firma personeline, 10 teknokent çalışanına ulaştı. Bu çalışanların neredeyse tamamı lisans mezunu ve Malatyalı gençlerden oluşmaktadır. Böylece yerel kalkınmaya ve Malatya’nın en büyük problemlerinden birisi olan nitelikli beyin göçünü durdurmaya katkı sunan büyük bir kuruma dönüştük. Bir dönem âtıl durumda görülen Malatya Teknokent, bugün yaptığı faaliyetler ve geliştirdiği ürünler ile gerek Malatya’da gerek bölgede gerekse ülkemizde de kendinden söz ettirir bir duruma geldi. Firmaların ekip kurulumlarında da göre aldık. Her firmanın personel ihtiyacına göre ekiplerini kurmak için her bir firmaya özel çalışma yaptık. Yeri geldi firmanın ihtiyacını sağlayacak ekibi yetiştirmesi için firmaların ihtiyacına özel eğitimler düzenledik. 

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın destekleri ile inşasına başladığımız ve yap-işlet-devret modeli ile tamamladığımız projemiz, tek parçada ülkemizin en büyük otopark üstü GES’lerinden birisi oldu. Ülke çapında örnek ve kendinden söz ettiren bir proje haline geldi. Bu sayede Malatya Teknokentin en büyük gider kalemlerinden birisi olan elektrik ihtiyacını giderdiğimiz gibi üretilen elektriğin fazlasını satarak teknokente gelir kaynağına dönüştürdük. 

Malatya Teknokentin sürdürülebilir bir yapıya ulaşması hedefiyle, İstanbul Ankara gibi, batı illerinde faaliyet gösteren büyük ve kurumsal yazılım firmalarını Malatya Teknokente kazandırma stratejisini geliştirdik ve bugün itibari ile ülke çapında kendi alanlarında en iyilerden olan birçok yazılım firmasının Malatya Teknokentte şubeleşmesini sağladık. Bu firmaların en büyük ihtiyacının ise nitelikli yazılımcı olduğunu belirledik. Bu ihtiyaç duyulan kaynağını sağlayabilmek için kendi üniversitemizin bilgisayar mühendisliğinden sağlamak için stratejiler geliştirdik. Bu vesile ile kendi bölümüm, bilgisayar mühendisliği Uygulamalı Mühendislik Eğitimi (UME) programına geçerek bu sürece çok büyük destek verdi. Bu sayede bilgisayar mühendisliği öğrencileri 4. sınıf 2. dönemini firmalarda uygulamalı eğitim alarak hem firmaya hem kendilerine büyük destek sağlayacakları bir model geliştirilmiş oldu. Daha önceki yıllardaki bilgisayar mühendisliği öğrencilerinin nerede ise tamamı batı illerindeki yazılım firmalarına giderken, bugün itibari ile nerede ise tüm yazılım firmalarında kendi öğrencilerimizi istihdam etmeye başladık. 

Teknokentin Ar-Ge içi ve dışı geliri 3 milyon TL seviyelerinden başlayarak her geçen yıl firma sayılarını katladığımız gibi cirolarımızı da katladık ve geçen yıl itibariyle firmalarımızın Ar-Ge içi ve dışı gelirleri 69 milyon TL'ye yükseldi. İnşallah yeni yılda ise bu rakamların 100 milyon TL’ye ulaşacağı umut ediyorum. Aynı şekilde hiçbir ithalat yokken geçen yıl itibari ile 20 bin $ ihracat yaptık. Yerli yazılım firmaların yanında artık yabancı firmaları da bünyemize çekmeye başladık. İngiltere merkezli CloudElemental firmasının bünyemizde Attenda ismi ile açtığı firma bunun ilk numunesi oldu. Bu firmamızın ekibini burada kurduk ve faaliyetlerine başladık. Bu firmamız tamamen ihracat yapacak ve yazılımlarını Avrupa ülkelerine satmaya başladı İnşallah bu ve bunun gibi firmalar sayesinde ihracat rakamlarımızda katlanarak artacak. Bu firmamıza verdiğimiz destekler o kadar ilgi gördü ki firmanın çalıştığı diğer firmalardan da Malatya Teknokente gelme niyetleri oluştu. 

Bir dönem büyük çoğunluğu boş olan mevcut binamızda koridorlarda dahil olmak üzere tüm boş alanları kapatarak firmalarımız için ofislere dönüştürdük. Âtıl durumdaki ve kaba inşaat halindeki konferans salonu fuaye alanlarının tadilatlarını firmalarımıza yaptırarak firma ofislerine dönüştürebildik. Fuaye alanlarından birisinin ikinci kat ara tabliyesi de yokken onun da tadilatını kendi firmamıza yaptırarak yeni ofis alanların açılmasını sağladık ve teknokent firmalarımızın hizmetine sunduk. Hatta bazı firmalarımızda oluşan ihtiyaç nedeni ile binadan dışarı doğru çıkıntılar yaparak yeni alanlar inşa ettik ve kiraladık. Tüm ofis alanlarımızın dolması nedeni ile bodrum kattaki boş alanları 10’ar m2’lik açık ofislere dönüştürerek kuluçka firmalarına yer oluşturduk ve tamamını firmalarımıza kiraladık. Kiralanabilir alanların dolması nedeniyle yeni alan ihtiyacı oluşmaya başladı. Fırat Kalkınma Ajansımızın da bu ihtiyacı görerek bize yeni alan inşaatı için proje yazma teklifi üzerine 4000 m2’lik yeni alan açılması için 28 milyon TL’lik proje yazarak Bakanlığımıza gönderdik. Yeni dönemde projemiz kabul edilirse Malatya Teknokent yeni bir alana sahip olacaktır. 

Teknokentte oluşan bu yer ihtiyacını önceden ön gördüğümüz için yine FKA tarafından fizibilitesi desteklenen ve benim büyük bir hayalim olan “TeknoKöy” projesini oluşturduk. TeknoKöy gelecek teknolojileri içeren “Tekno” kelimesiyle geçmiş ve kültürümüzü içeren “köy” kelimelerinin birleşmesi ile oluşturduk. TeknoKöy’de geçmiş ile geleceği birbirine bağlayan bir konsept kurmak istedik. Bu nedenle köy evlerine benzeyen yatay mimariye göre tasarlanmış her firmanın birbirinden bağımsız olduğu, bahçe içerisinde bir ortam hayal ettik. Bu sayede Ar-Ge ve yazılım gibi yoğun beyin iş gücü gerektiren işlerde çalışan insanların ihtiyaç duyacağı yeşillik içinde bir çalışma ortamı tasarladık. Mimari olarak taş ev, Malatya evleri, Selçuklu ve modern mimariye sahip bir yeni tarz oluşturduk. Bu köyün cadde ve sokaklarına ise İbn-i Sina, Farabi, Aziz Sancar, Cahit Arf, El-Harezm ve Cezeri gibi tarihte büyük bilimsel çalışmalar yapmış insanların isimleri verdik. Bu caddelerin üzerine bu tarihi şahsiyetlerin büstlerini yaptırmayı ve tarihte buldukları ve geliştirdikleri ürünlerin emitasyonlarını görselleştirerek teknoköyü ziyaret edenlere yönelik bir açık hava müzesi haline dönüştürmeyi planladık. Bu sayede gençler o caddelerde gezerken önlerinde tarihlerimdeki ünlü bilim insanlarını görecek, sağ ve sollarında ise gelecek teknolojileri geliştiren firmaları görerek yabancılara özenmeleri yerine kendi geçmiş ve geleceklerine özenmelerini sağlamayı hayal ettik. Merkezine “köy evi” yerleştirerek insanların tüm ortak ihtiyaçlarına yönelik olan alanları içerisinde planladık. Kongre, sergi, fuaye alanlarından, yemekhanelere, misafir konuk evinden laboratuvar alanlarına kadar tüm ihtiyaçlara yönelik alanlar planladık. TeknoKöy ile Malatya’nın en önde gelen Ar-Ge ve yazılım üssü haline geleceğini biliyorum. İnşallah önümüzdeki dönemlerde bu hayalimiz de hayata geçirilir ve TeknoKöy Malatya’ya kazandırılır. 

Teknokette genç girişimci yetiştirmek için en büyük eksiklerden birisi olan Ön Kuluçka merkezini Fırat Kalkınma Ajansı desteği ile CMDP (Cazibe Merkezleri Destekleme Programı) kapsamında inşa ettik ve genç girişimcilerimizin ve üniversite öğrencilerimizin hizmetine sunduk. Burada birçok yeni genç girişimci yetiştirdik, yüzlerce eğitim ve organizasyon düzenleyerek girişimcileri bilgilendirdik, girişimcilere yönelik birçok TÜBİTAK ve KOSGEB projelerinin yazılmasına destek verdik.

Teknoketteki her firma ile ayrı ayrı bir hatıramız ve mesaimiz oldu. Hepsinin verilen desteklerle büyüdüğünü görmek beni en mutlu eden şey oldu. Buradaki firmalarımız büyümesi doğrudan doğruya nitelikli insan kaynağı yetiştirilmesine ve istihdamına, ülke ekonomisine yüksek katma değerli ürün ve yazılım üretmeye, ürettiği ürünler ile ülkemizin en büyük problemlerinden birisi olan ithalatı azaltıcı, ihracatı arttırıcı etki göstermeye katkı sunuyor. İnşallah yeni dönemde de bu firmalarımızın hem sayısının hem niteliğinin artarak çok daha ileri gittiğini görmek beni mutlu edecek ve ülkem adına gururlandıracaktır. 

Yukarıda bahsettiğim başarılar önce Avn-i İlahi ile daha sonra İnönü Üniversitesi rektörü Prof. Dr. Ahmet Kızılay’ın bize verdiği sınırsız desteği ile oldu. Hocamızın göreve geldikten sonra üniversitenin en stratejik birimlerinden birisi olarak teknokenti belirlemesi ve üniversitenin tüm desteklerini teknokentimize aktarması nedeniyle bugün bu noktalara gelebildik. Bunun dışında başta Büyükşehir Belediyemiz, Ticaret ve Sanayi Odamız, Ticaret Borsamız gibi birçok kurumumuz ve başkanlarının ciddi desteği ile bugünlere geldik. 

"Takım çalışması sıradan insanların sıra dışı sonuçlar almasını sağlayan sırdır." diye güzel bir söz duymuştum. Çok az sayıda bir ekiple Malatya Teknokent'deki bugüne kadarki başarılarımızı da sanırım bu sözle özetleyebilirim. Çok şükür Malatya Teknokentte aldığı maaşın seviyesine göre değil, davasını büyüklüğüne göre çalışan bir ekip kurabildik. Samimi, çalışkan birkaç iyi adamla büyük işler yaptık. Hafta sonu, hafta içi demeden, mesai kavramını gözetmeden teknokent için çalışmaktan zevk duyan, yeri geldiğinde temizlik yapan, yük taşıyan ekibime can-ı gönülden teşekkür ediyorum.

Önümüzdeki bir yıl -Allah izin verirse- Japonya'da olacağım. Yine en büyük hedefim orada elde edeceğim birikimlerle döndüğümde ülkeme ve Türk milletine daha fazla katkı sağlamak olacak.” 

Yorum yazın

Yorum yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.
Çok okunanlar