
Malatya’da 6 Şubat depremlerinin ikincisinde yıkılarak 26 kişinin ölümüne ve 9 kişinin de yaralanmasına neden olan Yetiş Apartmanı davasında dinlenen apartmanın proje onayında imzası bulunan dönemin belediye imar müdür yardımcısı, “Malatya’daki 2000 yılı öncesi tüm binaların 2. Deprem bölgesi yönetmeliğine göre yapıldığını” belirterek, hepsinin yıkılması gerektiğini kaydetti.
6 Şubat’taki ikinci deprem de Malatya merkez Battalgazi ilçesi Büyük Mustafapaşa Mahallesi Zapcıoğlu Caddesi üzerinde bulunan ve ruhsat tarihi 1993 olan Yetiş Apartmanı isimli binanın ikinci depremde yıkılması sonucunda Alhem Deşvani(13), Ahmed Reşvani(12), Amina Bekmeşli(43), Büşra Yetiş (15), Elanur Altıparmak (10), Esaf Toukaj(32), Fadime Erkuş (70), Gülay Şengül (51), Gülşeref Çoban, Hacı Şengül (58), İzzettin Akın Kayabaşı(10), Leyla Yetiş(46), Mariya Reşvani (18), Mecide Reşvani (45), Muhammed Reşvani (19), Muharrem Esen (79), Nuran Dündar (59), Oğuz Çoban (35), Osman Altıparmak (50), Osman Oğuz Yetiş (6), Pınar Dündar (41), Rüya Altıparmak (2), Songül Altıparmak (43), Tuğba Koç (32), Yusuf Reşvani (14) ve Zeliha Esen (80) enkaz altında kalarak hayatını kaybederken, aynı apartmanın enkazında kalan Abdulfettah Reşvani, Abdurrahman Arda Kayabaşı, Asıa Rashwanı, Beyza Yetiş, Hamdi Erkuş, Hasan Erkuş, Mahmud Reşvani, Mehmet Koç ve Niyazi Çoban ise yaralanmıştı.
Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Yetiş Apartmanı davasında binanın projesi ve yapımında görev alan İ.Ş., H.K. ve V.Ö. ile binanın projesini belediyede onaylanmasında imzası bulunan dönemin belediye görevlileri Y.K., A.Ö.ve M.B.’nin yargılanasılarına devam ediliyor.
Davanın duruşmasında savunması alınan dönemin belediye görevlisi A.Ö. 2Ben Malatya Belediyesinde inşaat mühendisi olarak çalışıyordum. Statik projenin onaylanmasında imzam var. Biz statik projenin mimari projeye uygunluğuna bakıyorduk, statik hesaplamaları yeniden yapmıyorduk. Statik projede sorumluluk, projeyi yapan mühendise aittir. Biz statik hesabın yapılıp yapılmadığına bakıyorduk. Bizim, belediye görevlisi olarak sahada inceleme ve kontrol görevimiz yoktu. Bizim, binaların inşaat süreçlerin tek tek denetleme gibi bir imkan ve görevimiz yoktu. Kahramanmaraş’ta sadece bir sitede ölenlerin sayısı 1.400kişidir, Malatya genelinde ise kaybettiğimiz kişi sayısı 1.300 civarındadır. Malatya Belediyesi’nde çalışanlar aslında görevlerini en iyi şekilde yerine getirmiş. Şu anda Hatay’da dosyalar bile bulunamazken, biz yaptığımız iş ve işlemleri dönemin yönetmeliğine uygun olarak yapmışız” dedi.
Dönemin belediye görevlisi Y.K. ise “Ben Malatya Belediyesi’nde 1991 – 1994 yılları arasında İmar İşleri Müdür Yardımcısı olarak görev yaptım. Ben mimarım. Benim statik projelerde imzamın bulunması, teknik değil, idari bir imzadır. Onaya getirilen belediyede görevli inşaat mühendislerinin inceleyip imzaladığı proje evrakına ben sadece onay yaparım projenin içeriğini, statik hesapları, incelemem zaten uygun değildir çünkü ben inşaat mühendisi değilim mimarım, Benim yaptığım onay idari bir onaydır.” dedi.
Y.K., “1999 Gölcük Depremine kadar Malatya 2. Derece deprem bölgesiydi. 19999 depremi öncesine kadar Malatya’daki binaların statik hesaplamaları 2. Derece deprem bölgesine göre yapılıyordu. 1. Ve 2. Derece deprem bölgeleri arasındaki fark şu şekildedir; 2. Derece deprem bölgesindeki inşaatta demir yoğunluğu 18-20 kilogram iken, bu 1. Derece deprem bölgesindeki inşaatta demir yoğunluğu 35-40 kilogramdır. Dolayısıyla >Malatya’da 1999 öncesi yapılmış hiçbir binanın depreme dayanıklı olduğunu söyleyemeyiz. Bana göre, Malatya’da 200 yılından önce yapılmış olan tüm binaların yıkılması gerekiyor.” dedi.
Mağdur Abdurrahman Arda Kayabaşı, depremde annesi, kardeşi ve anneannesini kaybettiğini belirterek, “İlk depremde bina ayaktaydı. Dıştan gözle görülebilir bir hasar vardı. İlk katta çatlaklar vardı. Biz 5. Katta oturuyorduk. Kolan ve kirişlerde çatlaklar olduğunu ben gözlerimle görmüştüm.” dedi.
Cengiz yetiş ise, enkazda eşi ve çocuğunu kaybettiğini belirterek, ilk depremde çıktıktan sonra tekrar binaya girmediğini, bu nedenle binadaki durumu göremediğini, eşinin namaz kılmak için binaya girdiğini ve ikinci depreme yakalandığını belirterek, “Enkaz da demir ve beton yoktu. Kullanılan kum ise dere malzemesiydi. O binanı hiçbir şeyi düzgün yapılmamış.” Dedi.
Annesi ve kardeşinin öldüğü enkazda kendisinin 4 gün sonra kurtarıldığını ve 2 yıldan beri tedavi gördüğünü belirten Beyza Yetiş ise, “İkinci deprem öncesi binaya girdiğimde giriş katında bende bazı çatlaklar görmüştüm. Üst taraftaki çıkıntılarda çatlaklar vardı. 4 gün enkazda kaldım.” Dedi.
Duruşma dosyadaki eksikliklerin giderilmesi için ileriki bir tarihe ertelendi.
Burhan KARADUMAN - malatyayenises.com / malatyagazete.com