SON DAKİKA
Reklam

“İzlediğin En Kötü Filmden Daha Kötüydü”

Depremde Sahada Görev Yapan Gazetecilerin Deneyimleri: “Asrın Felaketi” Medya Çalışanlarını Derinden Etkiledi. Mersin Üniversitesi’nde yapılan araştırma, 6 Şubat 2023 depremleri sonrasında sahada görev yapan medya çalışanlarının yaşadıkları fiziksel, psikolojik ve etik zorlukları ortaya koydu.

“İzlediğin En Kötü Filmden Daha Kötüydü”
A- A+

MERSİN (malatyayenises.com)  – Mersin Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nden Erhan Arslan tarafından hazırlanan “Deprem Sonrasında Sahada Görev Yapan Medya Çalışanlarının Perspektifinden Deneyimler, Sorunlar ve Öneriler: 6 Şubat 2023 Depremleri” adlı akademik çalışmanın sonuçları yayımlandı. Araştırma, afet dönemlerinde medyanın hem karar vericiler hem de vatandaşlar için kritik bir bilgi kaynağı haline geldiğini ortaya koyarken, sahada görev yapan gazetecilerin yaşadıkları fiziksel ve psikolojik yükleri de gözler önüne serdi.

Afetlerde Medya “Köprü” Rolü Üstleniyor

Araştırmada, afet dönemlerinde bilgiye olan yoğun talebin hem karar alıcılar hem de vatandaşlar açısından “kaçınılmaz” bir durum olduğu belirtildi.
Arslan, çalışmasında şu ifadeleri kullandı:

“Afet dönemlerinde istisnasız bir biçimde bilgi açlığı ortaya çıkmaktadır. Bu açlık hem karar vericiler hem de vatandaşlar için geçerlidir. Çünkü yaşananlar, süreç ve gelişmelerle ilgili her türlü bilgi büyük bir değer taşımaktadır.”

Medya çalışanlarının sahadan sağladığı bilgilerin, kriz anlarında koordinasyonun daha etkin yönetilmesini sağladığı vurgulandı. Araştırmada, “Vatandaşlar bölgeden edindikleri bilgiyle reflekslerini ve pozisyonlarını revize etmektedir. Medya tam da merkezde yer alarak kamusal bir görevi yerine getirmektedir.” denildi.

Gazeteciler Fiziksel ve Psikolojik Yük Altında

Araştırmaya göre medya çalışanları, afet sonrası dönemde olağanüstü koşullarda görev yaptı. Uzun çalışma saatleri, artçı sarsıntılar, uykusuzluk ve stres, sahadaki gazetecilerin en sık karşılaştığı sorunlar arasında yer aldı.
Çalışmada şu tespitlere yer verildi:

“Medya çalışanları deprem sonrası dönemlerde karar vericilerin sahadan en sıcak bilgiyi edinmesinde ve böylelikle koordinasyonun kusursuz olmasında fiilen önemli etkiye sahiptir. Öte yandan medya çalışanları, yetkililerin uyarı ve bilgilendirmelerinin vatandaşlara ulaşmasında da bir köprü vazifesi görmektedir.”

Birçok medya mensubunun iki aya kadar süren yoğun çalışma döneminde görev yaptığı, bunun da fiziksel ve psikolojik yıpranmalara neden olduğu vurgulandı.

“Gördüğüm En Korkunç Manzaraydı”

Araştırmada yer alan bir muhabirin sözleri, depremin medya çalışanları üzerindeki etkisini çarpıcı biçimde ortaya koydu:

“Hayatım boyunca görmeyip, hayal etmediğim bir sahneyle karşılaşmıştım Hatay’da. Acı ve çaresizliğin dile geldiği bir andı. Beni arayan insanlara söylediğim tek şey vardı; izlediğin en kötü film sahnesinden daha kötü.”

Arslan, bu ifadeyi “asrın felaketinin sahadaki bir gazetecinin gözünden en yalın yansıması” olarak nitelendirdi.

Kadın Gazeteciler İçin Ek Zorluklar

Araştırmada, cinsiyet fark etmeksizin tüm medya çalışanlarının ağır koşullardan etkilendiği; ancak kadın çalışanların özellikle hijyen ve tuvalet sorunları nedeniyle daha fazla zorluk yaşadığı belirtildi.

“Zorlu şartlar cinsiyet gözetmeksizin medya çalışanları üzerinde olumsuz bir baskı yaratsa da kadın medya çalışanlarının hijyen ve tuvalet konusunda daha çok sorun yaşadıkları ifade edilmiştir.”

Etik İhlaller ve Yanlış Bilgi Riski

Çalışmada, afet dönemlerinde bazı haberlerde etik ihlallerin görüldüğü tespit edildi. Bu ihlaller; haberlerin dramatize edilmesi, asılsız haberler ve teyit edilmeden yayılan bilgiler olarak sıralandı.

“Bu ihlaller haberin aşırı dramatize edilerek odağından saptırılması, asparagas/yalan haber ve teyit edilmeden dolaşıma giren haberler başlıklarında toplanmaktadır. Bu durum doğru bilginin en değerli hazine olduğu afet dönemleri için büyük riskler oluşturmaktadır.”

Yanlış bilginin, toplumda infial yaratabileceği ve kurumların çalışmalarını sekteye uğratabileceği vurgulandı.

Deprem Sonrası Medyanın Toplumsal Rolü

Araştırmada medyanın yalnızca bilgi aktaran bir araç değil, aynı zamanda toplumun moralini ve kamu kurumlarının işleyişini etkileyen bir güç olduğuna dikkat çekildi.

“Medya çalışanları bu zorluklara rağmen toplumun doğru bilgilendirilmesi ve karar alıcıların ihtiyaç duyduğu bilgilerin iletilmesinde kritik bir rol oynamaktadır. Medyanın etkisi, sadece haberin aktarımıyla sınırlı kalmayıp, afet sonrası toplumun moralini ve kurumların işleyişini de etkileyebilmektedir.”

Sonuç: Etik, Dayanıklılık ve Doğruluk Vurgusu

Araştırma, medya çalışanlarının afet dönemlerinde “doğru, hızlı ve etik bilgi” üretme sorumluluğunun, sahadaki tüm zorluklara rağmen devam ettiğini ortaya koydu.
Çalışmanın sonuç bölümünde şu ifadeye yer verildi:

“Deprem sonrasında medyanın önemi, kriz anlarında hızlı, doğru ve etik bilgi sağlamanın ne kadar kritik olduğunu göstermektedir. Medya çalışanlarının yaşadığı zorluklar ve karşılaştıkları tehlikeler, afet yönetiminde medyanın katkılarının ne denli değerli olduğunu net bir şekilde ortaya koymaktadır.”

BİLGİ: Malatyayenises.com haber sitesi hiçbir ajansa abone değildir. Haber değeri taşıyan etkinlik, bilgi, dosya, ihbar ve basın bültenlerinizi burhan.karadum@gmail.com veya malatyayenises@gmail.com e-mail adreslerine gönderebilirsiniz.

Yorum yazın

Yorum yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.
Çok okunanlar