
Malatya Haberleri
Malatya 3. İdare Mahkemesi, Battalgazi İlçesi Şıkşık Mahallesi İnönü Caddesi üzerinde bulunan bir yapının, rezerv yapı alanı ilan edilmesine rağmen "riskli yapı tespiti" olmadan doğrudan tahliye edilmesine yönelik işlemi iptal etti.
Malatya 3. İdare Mahkemesi, 20 Mayıs 2025 tarihli kararı ile Battalgazi İlçesi Şıkşık Mahallesi İnönü Caddesi No:85A adresinde yer alan bir yapının, "Kentsel Dönüşüm Başkanlığı'nın 17.04.2024 tarih ve 41121 sayılı işlemiyle rezerv yapı alanı olarak belirlenmesine istinaden söz konusu yapının 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun'un 6/A maddesi uyarınca 05.11.2024 tarihinden itibaren 15 gün içerisinde tahliyesi, aksi halde tahliye ve yıktırmaya yönelik iş ve işlemlerin Kentsel Dönüşüm Başkanlığınca yaptırılacağına ilişkin Malatya Kentsel Dönüşüm Müdürlüğünün bila tarih ve sayılı işleminin" iptali istemiyle açılan davayı karara bağladı.
Dava Süreci ve Tarafların İddiaları
Davacı Nazmi Komşuoğlu ve Übeyt Komşuoğlu'nun vekili Av. Emircan Eren, taşınmazın rezerv alan içine alınmasını gerektiren bir durum bulunmadığını, işlemin gerekçesiz olduğunu ve riskli yapı olarak değerlendirilemeyeceğini ileri sürerek işlemin hukuka aykırı olduğunu savundu.
Malatya Valiliği vekili Av. Büşra Nur Yazır ise savunmasında, 6306 sayılı Kanun'un amacına uygun işlem tesis edildiğini, Bakanlık Makam oluruna istinaden işlem yapıldığını ve dava konusu taşınmaza ilişkin riskli yapı tespit işlemlerinin devam ettiğini belirterek davanın reddini istedi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Kentsel Dönüşüm Başkanlığı vekili Hukuk Müşaviri Ali Emrah Şavkar da benzer şekilde, alanın Bakanlık oluruna istinaden rezerv yapı alanı olarak belirlendiğini, riskli yapı tespiti ve rezerv yapı alanı tespitlerinin re'sen yapılabileceğini, mevzuata uygun işlem tesis edildiğini ve davanın reddi gerektiğini savundu.
Mahkemenin Gerekçeli Kararı
Malatya 3. İdare Mahkemesi, dava dosyasını inceleyerek kararını oy birliğiyle verdi. Mahkeme, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun'un ilgili maddelerini ve Uygulama Yönetmeliği'ni değerlendirdi. Özellikle Kanun'un 5. maddesi ve Yönetmelik'in 15/1 maddesi gereğince rezerv yapı alanlarındaki uygulamalarda öncelikle malikler ile anlaşma yoluna gidilmesinin esas olduğuna dikkat çekti.
Mahkeme, Kanun'un 6/A maddesindeki "yıkılacak derecede riskli olan yapıların bulunduğu alanlar ile kendiliğinden çöken veya zeminin kayması, heyelan, su baskını, kaya düşmesi, yangın, patlama gibi sebeplerle ağır hasar gören veya ağır hasar görme riski bulunan yapıların bulunduğu alanlarda dönüşüm uygulamaları maliklerin ve ilgililerin muvafakati aranmaksızın Başkanlıkça resen yapılabilir veya yaptırılabilir" hükmünün istisnai bir düzenleme olduğunu vurguladı. Bu istisnai düzenlemenin uygulanabilmesi için ise "öncelikle riskli yapı tespitinin mülki idare amiri tarafından verilecek yazılı izne istinaden kolluk kuvveti marifetiyle kapalı kapıları/alanları açmak veya açtırmak suretiyle Başkanlıkça yapılacağı" belirtildi.
Uyuşmazlık konusu olayda, "Kentsel Dönüşüm Başkanlığı Malatya Kentsel Dönüşüm Müdürlüğü tarafından dosyaya sunulan 21.05.2025 havale tarihli cevapta, dava konusu taşınmaz hakkında işlem tarihi itibarıyla riskli yapı tespiti kararının bulunmadığının bildirildiği" tespit edildi.
Hukuka Aykırılık Tespiti ve Sonuç
Mahkeme, bu durumda "dava konusu işlem tarihi itibariyle dava konusu yapıya ilişkin herhangi bir riskli yapı tespitinin bulunmadığı, rezerv yapı alanı ilan edilen bölgelerde yer alan taşınmazların üzerindeki yapıların tahliye edilmeksizin, gerektiğinde kolluk kuvveti desteğiyle birlikte riskli yapı tespitinin gerçekleştirilebileceği açık olup, rezerv alanın yapı alanı ilan edilmesinin bölgedeki tüm taşınmazların doğrudan tahliye edilmesi gerektiği sonucunu da doğurmayacağı anlaşıldığından, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun 6/A maddesinde yer alan düzenlemenin aksine davacılara ait taşınmazın rezerv yapı alanında kalmasına istinaden doğrudan tahliye edilmesi yönünde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır." hükmüne vardı.
Mahkeme ayrıca, "dava konusu taşınmazın riskli yapı olarak belirlenmesi ve buna ilişkin sürecin kesinleşmesinden sonra yapıya ilişkin tahliye ve yıkım kararının alınabileceği açık olup, davalı idareler tarafından, davaya konu yapıya ilişkin olarak 'riskli yapı' tespiti yapılması halinde, mevzuat uyarınca yeniden işlem tesis edilebileceği de tabiidir" ifadesini kullandı.
Mahkemenin Tespitleri:
-Rezerv yapı alanı ilanı, 6306 sayılı Kanun’un ilgili maddelerine dayanılarak yapılabilir.
-Ancak riskli yapı tespiti yapılmadan ve bu durumun davacılara usulüne uygun bildirilmeden doğrudan tahliye ve yıkım işlemi yapılamaz.
-Davaya konu taşınmaz hakkında işlem tarihi itibarıyla riskli yapı tespiti bulunmamaktadır.
-Rezerv alan ilanı, bölgedeki tüm yapıların otomatik olarak tahliye edilmesini gerektirmez.
-6/A maddesinin uygulanabilmesi için öncelikle riskli yapı tespiti yapılması ve bunun usule uygun ilan edilmesi gerekir.
malatyayenises.com