SON DAKİKA

Saygı, minnet ve özlemle anıyoruz

Saygı, minnet ve özlemle anıyoruz
A- A+

Ulu Önder, Büyük Devlet Adamı ve Asker Mustafa Kemal Atatürk'ün ölümünün 84'üncü yıldönümü dolayısıyla 10 Kasım Perşembe günü Malatya'da da anma törenleri yapılacak. Bu arada, Atatürk'ün ölüm yıldönümü dolayısıyla yerel yöneticileri, bazı siyasiler ile STK temsilcileri birer mesaj yayınladılar.

ANMA TÖRENİ..
10 Kasım Atatürk'ü Anma Günü dolayısıyla Malatya’da da bugün anma etkinlikleri düzenlenecek. Merkez Komutanlığı’nın hazırladığı 2 meşale, Cumhuriyet Meydanı’ndaki anıt önüne yerleştirilecek ve saat 08.30 da yakılacak. Saat 08.00’den 24.00’e kadar 1 asker 1 polis tarafından dönüşümlü nöbet tutulacak. Saat 08.50’de Cumhuriyet Meydanı’ndaki Atatürk Anıtı’na çelenk sunulacak.

Saat 09.05’te İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü tarafından şehir genelindeki sirenlerin çalmaya başlatılması ile birlikte görevli öğretmen tarafından verilecek komutla 2 dakikalık saygı duruşuna geçilecek. Çelenklerin sunulması ve 2 dakikalık saygı duruşundan hemen sonra 2.Ordu Bölge Bandosu eşliğinde İstiklal Marşı okunacak. Anıt şeref defteri, Vali Hulusi Şahin tarafından imzalanacak.

Daha sonra Atatürk Evi ziyaret edilecek. Atatürk Evi yanındaki Battalgazi Halk Eğitim Merkezi salonunda ise saat 09.30-10.45 arasında anma programı gerçekleştirilecek

MESAJLAR

Vali Şahin: "Minnet ve saygıyla yâd ediyorum"
Malatya Valisi Hulusi Şahin, 10 Kasım dolayısıyla yayınladığı mesajında; "Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, ebediyete intikalinin 84. yıldönümünde minnet ve saygıyla yâd ediyorum.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 1919’da Samsun’a çıkarak başlattığı milli mücadelemizi 1923’te Ankara’da Cumhuriyeti ilan ederek zafere ulaştırmış, büyük komutan, mümtaz bir devlet adamı ve yaptığı reformlarla çağının ilerisinde bir liderdir.

Askeri ve siyasi başarıları, öngörüleri, eserleri ve inkılâplarıyla tarihin akışını değiştiren, milletimize çizdiği çağdaş uygarlık yolu ile adını tarihe altın harflerle yazdıran ender dünya liderlerinden biri olarak tarihte hak ettiği yerini almıştır.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün en büyük ideali, Türkiye’yi birlik ve beraberlik içinde, müreffeh bir ülke olarak muasır medeniyetler seviyesine çıkarmaktı.

Türk Milletinin istiklaline ve istikbaline adanan 57 yıllık bir ömrün ideallerini ve yüksek bir ruhla sahip çıktığı Cumhuriyeti, daha iyi bir geleceğe taşıma kararlılığına sahip genç nesiller yetiştirmek, en önemli vazifelerimiz arasındadır.

Bugün, bizler Atatürk'ün gösterdiği istikâmet doğrultusunda Cumhuriyetimizin kuruluş ilkelerine, fikir ve ideallerine sımsıkı bağlı kalarak, Cumhuriyetimizin temel değerlerini koruyarak, kazanımlarını arttırarak, ülkemizi hak ettiği çağdaş seviyelere çıkarma gayreti içerisinde, yolumuza kararlılıkla devam ediyoruz.

Bu duygu ve düşüncelerle; Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, Cumhuriyeti kuran Büyük Devlet Adamlarını, canlarıyla bu toprakları bize vatan yapan aziz şehitlerimizi ve ebediyete intikal etmiş gazilerimizi rahmet, minnet ve şükranla yâd ediyorum." dedi.  

Milletvekili Ağbaba: "Atatürk hepimizin ortak değeri"
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün 84. ölüm yıl dönümünde bir mesaj yayımladı.

CHP'li Veli Ağbaba mesajında şu ifadelere yer verdi: 

“Bağımsızlık savaşımızın önderi, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, büyük komutan ve devlet adamı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü ölümünün 84. yılında sevgi ve özlemle anıyorum. 10 Kasımlar, bir anma ve matem günü olmaktan çok, Mustafa Kemal'in eserlerinin genç nesillere daha iyi öğretildiği günler olmalıdır. Tüm dünyanın örnek aldığı ulusal Kurtuluş Savaşı sonrasında ortaya konulan çağdaşlaşma adımları ve devrimler gençlerimize her zamankinden daha fazla aktarılmalıdır” dedi.

CHP’li Ağbaba, açıklamasının devamında; “Önderimiz Atatürk, bir konuşmasında ‘Büyük ölülere matem gerekmez, fikirlerine bağlılık gerekir’ demiştir. Dolayısıyla bugün matem günü değil; ileri görüşlülüğü ve mücadele ruhu ile yok olmaya yüz tutmuş bir imparatorluktan çağdaş bir ülke yaratan büyük bir devrimciyi yani Atatürk’ü ve devrimlerini anlama günüdür.Mustafa Kemal Atatürk bir ideolojinin adı değil; bir çağdaşlaşma mücadelesinin adıdır. Atatürk hepimizin ortak değeri ve birleştirici unsurudur. Bu yönüyle 10 Kasım anması Cumhuriyetin ortak değerlerine gösterilen saygı, kuruluş felsefesine olan bağlılık anlamına gelmektedir” ifadelerini kullandı.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, “Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün fikirlerini Cumhuriyet Halk Partililer olarak sonsuza kadar yaşatacağız.Biz, CHP olarak, Atamızdan devraldığımız aydınlanma ve çağdaşlaşma mücadelesini vermeye devam edecek, Cumhuriyet kazanımlarına sahip çıkma noktasında topluma öncülük etmeyi sürdüreceğiz.Bu vesileyle ebediyete intikal edişinin 84. yılında Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü, Millî Mücadele kahramanlarımızı ve şehitlerimizi bir kez daha rahmet, saygı ve özlemle anıyorum." dedi.

Milletvekili Fendoğlu, "Kahraman bir komutan ve büyük bir devlet adamıdır"
Milliyetçi Hareket Partisi Malatya Milletvekili Mehmet Fendoğlu, Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'ÜN ebediyete intikalinin 84. Yıl dönümü nedeniyle bir mesaj yayımladı.

“Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucu Başbuğu ve ilk Cumhurbaşkanımız Ulu Önder  Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ÜN, aramızdan ayrılışının 84. yıldönümünün içinde bulunmaktayız.

Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK; Türk milletinin kudret ve haşmetinden aldığı güçle, emperyalist mihraklara karşı verilen istiklal mücadelesinin hazırlayıcısı ve uygulayıcısı olarak, Türk tarihine yön ve yol çizen, tarihin şahit olduğu eşsiz isimlerden birisidir.

Türk milletinin hiçbir şart altında boyunduruk altında bulunamayacağını, devrin modern silahlarıyla dahi sonuç alınamayacağını ‘Ya İstiklal Ya Ölüm’ seslenişiyle ortaya koymuş ve bundan da asla ödün vermemiştir. Yalnızca Türkiye’nin kaderini tayin etmekle kalmamış, mazlum milletlere ve emperyalizme karşı direnen toplumlara da heyecan ve ilham kaynağı olmuştur.

Hayatı boyunca, kendisini, varlığından güç aldığı büyük milletimize adayan Mustafa Kemal ATATÜRK; kahraman bir komutan ve büyük bir devlet adamıdır.

Cesareti, fedakârlığı ve ileri görüşlülüğü ile birlikte; Sahip olduğu azim ve kararlılığıyla Türk milletinin yol başçısı olmuştur. Milletiyle tek vücut olarak kurtuluş mücadelesini Cumhuriyetle taçlandırmıştır.

Unutulmamalıdır ki;

Vatan toprağını altın bilen

Ya İstiklal Ya Ölüm diye haykıran

Kurtuluşumuzun sembolü, Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucu Başbuğu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK  ve O’nun eserleri ile öğütleri Türk milleti yaşadığı sürece var olacaktır.

Bu duygularla ebediyete intikalinin 84. seneyi devriyesinde Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’E Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyor, manevi hatırasını saygıyla yad ediyor,şükran ve minnetle anıyorum.

Ruhu Şad, Mekânı Cennet Olsun.”

Büyükşehir Belediye Başkanı Gürkan: "Dünya liderleri arasında yerini aldı"
Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatının 84. yıldönümü dolayısıyla bir mesaj yayımladı.

Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün vefatının yıldönümü dolayısıyla yayınladığı mesajında, "Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ilk Başkanı, Kurtuluş Savaşı’mızın Başkomutanı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, aramızdan ayrılışının 84. yılında sevgi, saygı ve rahmetle anıyoruz.

Sergilediği İstiklal Mücadelesi ile dünyanın tüm mazlum milletlerine esin kaynağı olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk; fikirleri, başarıları, eserleri, bilimi rehber alan öngörüsü ile dünya liderleri arasında yerini almıştır.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, yaptığı bir konuşmada - İki Mustafa Kemal vardır: Biri ben, et ve kemik, geçici Mustafa Kemal... İkinci Mustafa Kemal, onu "ben" kelimesiyle ifade edemem; o, ben değil, bizdir! O, memleketin her köşesinde yeni fikir, yeni hayat ve büyük ülkü için uğraşan aydın ve savaşçı bir topluluktur.- diyerek, tarih sahnesinde var olma yolunda şahsi değil milleti adına hareket ettiğini belirtmektedir.

Türk milletine çağdaş ve bağımsız bir Türkiye bırakan Büyük Önder Atatürk'ü bugün daha iyi anlıyoruz. Milli Mücadele günlerinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde birlik ve beraberlik içerisinde bu toprakları vatan yapan milletimiz, bugün de Atatürk'ün bize bırakmış olduğu çağdaş ve bağımsız Türkiye'mizin bölgesinin gelişmiş ülkeler arasında yerini alması için aralıksız çalışmaya devam etmektedir.

Bizler de Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün miras bıraktığı Türkiye Cumhuriyetini, hedefi olan muasır medeniyetler seviyesine çıkarmak adına daha fazla çalışıp, daha fazla üretmeye devam ediyoruz.

Bu düşüncelerle, vefatının 84. yıl dönümünde Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, silah arkadaşları ile vatan toprakları için canlarını feda eden şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmetle, minnetle anıyorum" ifadelerine yer verdi.

Baro Başkanı Demez: "Fikirleri ve yaptıklarıyla sonsuza kadar bizimle olacak"
Malatya Barosu Başkanı Avukat Onur Demez yayınladığı mesajda şu ifadelere yer verdi:

“Çağdaş Türkiye’ nin kurucusu, ulusal bağımsızlığımızın önderi, yaşamını Türk milletinin bağımsızlığına ve gelişimine adamış eşsiz lider Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ ü kaybettiğimiz 10 Kasım, ulusumuzda ortak hüznün tarihidir.

10 Kasım 1938’de saat 9’u 5 geçe büyük lider, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ebediyete intikal etmiştir. Ancak bu ayrılık yalnızca bedeni bir ayrılıktır.

Zira Ulu Önder Atatürk fikirleri ve yaptıklarıyla sonsuza dek bizimle birlikte olacaktır.

Bu 10 Kasım’da ülke olarak hüzünlü  olmanın yanı sıra ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü anmayı ve gelecek kuşaklara O’nun fikirlerinin ışığını taşımayı bir borç bilmekteyiz.

En iyi ve en doğru şekilde onu anlamalı, gösterdiği hedeflere ilerlemeli, ülkemizi münhasır medeniyetler seviyesine çıkarmak için elimizden gelen her türlü çabayı göstermeliyiz.

İçine birçok şeyi sığdırdığı kısa yaşamının en son anına kadar memleketine hizmet etmiş olan büyük lider; “Benden sonra beni benimsemek isteyenler bu temel mihver üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse, manevi mirasçılarım olurlar” diyerek kurduğu cumhuriyete sahip çıkılmasını ve bunun ise çok çalışılarak bilimde ileri bir seviyeye çıkılması suretiyle gerçekleşeceğini ifade etmiştir.

İşte, bütün 10 Kasım’lar bu yüzden ulusça içinde bulunduğumuz mateme rağmen; Atatürk’ün fikirlerinin en iyi şekilde anlaşılarak tatbik edileceği günler olarak kalmalıdır.

10 Kasım’larda bizler onu her seferinden daha da iyi anlayarak, düşüncelerinden en üst düzeyde istifade ederek, ilmin ve fennin ışığında ülkemiz ve ulusumuz için daha iyi neler yapabiliriz sorusuna cevaplar aramalı bu hususta gerekli gayreti göstermeliyiz.

Bizler hukukçular olarak Atamızın göstermiş olduğu hedefe durmadan ilerleyeceğimize söz veriyoruz.

Son olarak;

Ölürse beden ölür, fikirler ölümsüzdür. Ey Gazi Mustafa Kemal Atatürk!

Sen ebedi mekânında rahat uyu! Bizler emanet ettiğin Türkiye Cumhuriyeti’ne her zaman olduğu gibi gönülden sahip çıkacak ve sana layık bir ulus olmaya devam edeceğiz.

Ruhun şad olsun.”

MHP İl Başkanı Samanlı: "Türk milletinin yolunu aydınlatmıştır”
Milliyetçi Hareket Partisi Malatya İl Başkanı Mesut Samanlı, 10 Kasım Atatürk’ü Anma Günü dolayısıyla mesaj yayınladı. Yayınladığı mesajda “Atatürk, Türk milletinin varlığına kast eden her türlü sinsi tertibin farkına vararak onları deşifre etmiş, milleti uyandırmış ve bağımsızlık meşalesini yakarak Türk milletinin yolunu aydınlatmıştır.” dedi.

Samanlı, mesajında daha sonra şu ifadelere yer verdi: “ Birlikten kuvvet doğar sözünün vücuda geldiği bir yer varsa bu, hiç şüphesiz Anadolu topraklarıdır. Bunu yapan da hiç şüphesiz Merhum Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarıdır. Biz Ulu Önderi, nice oyunların bozucusu olarak biliriz. Bu yüzden ona çok şey borçluyuz.

Atatürk, Türk milletinin varlığına kast eden her türlü sinsi tertibin farkına vararak onları deşifre etmiş, milleti uyandırmış ve bağımsızlık meşalesini yakarak Türk milletinin yolunu aydınlatmıştır.

Her alanda bağımsız olmayı esas alan, milli menfaatlerden asla taviz vermeyen, zulme, baskıya, dayatmaya, esarete karşı boyun eğmeyen bir politika izlemiş ve tüm dünyanın Türkiye’ye saygıyla ve gıptayla bakmasına neden olmuştur.

Atatürk’ün adını kullanarak sapkın yollara girmeye çalışanlar bilsinler ki; onun hatıralarını, hedeflerini, bizler için çizdiği o rotayı kimselere bırakmayacak; Milliyetçi Hareket Partisi olarak her daim sancağını taşımaktan iftihar edeceğiz.

‘Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.’ diyen bizlere hür bir vatan bırakan Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’e minnettarız. Sadece bedenen aramızda ayrılmış olmasından müteessir; hala fikirleri ve bize miras bıraktığı değerlerden ötürü gururluyuz.

Vefatının 84. yıldönümünde Ulu Önderimizi saygı ve özlemle anıyoruz.”

Battalgazi Belediye Başkanı Güder: "Saygı ve özlemle anıyoruz"
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün vefatının 84. yıl dönümü dolayısıyla yazılı bir anma mesajı yayımlayan Battalgazi Belediye Başkanı Osman Güder, mesajında şu görüşlere yer verdi:

“Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, aramızdan ayrılışının seneidevriyesinde milletçe rahmet, minnet, saygı ve özlemle anıyoruz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, yüzlerce yıllık devlet geleneğine sahip olan milletimizin, kendi tarihsel birikiminden güç alarak neleri başarabileceğini kanıtlamış; Türk Milletinin hangi şart ve koşul altında olursa olsun; ‘Ya İstiklal Ya Ölüm’ kararlılığından asla geri adım atmayacağını tüm dünyaya göster büyük bir Liderdir. Büyük liderler hiçbir zaman küçük düşünmemiştir. Onlar bedenlerinin bir gün toprak olacağını kabul etmiş, ama eserlerinin sonsuza kadar var olacağına inanmışlardır. Şu çok iyi bilinmelidir ki; Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün aziz milletimize bıraktığı eserler, Türk Milleti yaşadığı sürece var olacak ve bu ülke muasır bir medeniyet olma yolunda emin adımlarla hedefine doğru ilerlemeye devam edecektir. Ve asla unutulmamalıdır ki; Cumhuriyetimizin ve milletimizin egemenliğinin ilelebet payidar kalması ve muhafaza edilmesi; bundan bir asır önce de sergilenen o muhteşem birliktelik ve milli mücadele ruhunun sürekli diri tutulmasıyla mümkün olacaktır. Bizlere düşen en büyük sorumluluk; millet olma bilincinden uzaklaşmamak, Cumhuriyet’in temel değerlerinden taviz vermemek, milli ve manevi zenginliklerimize sahip çıkıp ve korumak; ilaveten tarihi geçmişimizi ve birikimimizi emsalsiz bir tecrübe olarak mutlaka değerlendirmektir. Bu düşüncelerle başta Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ü, silah arkadaşlarını, istiklal mücadelemizin tüm kahramanlarını, canından aziz bildiği vatanı için kanlarını bu toprağa dökmüş şehitlerimizi, terörle mücadelede şehit düşmüş güvenlik güçlerimizi ve 15 Temmuz Demokrasi Şehitlerimizi bir kez daha saygı, rahmet ve dualarla anıyorum.”

Yeşilyurt Belediye Başkanı Çınar: "Büyük bir devlet adamıdır"
Yeşilyurt Belediye Başkanı Mehmet Çınar, “Türk milletine önderlik yaparak Anadolu'yu yeniden vatan haline getiren, milleti kendi iradesine sahip çıkma gücüne kavuşturan Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü vefatının 84.Yıldönümünde rahmetle ve minnetle yâd ediyoruz.” dedi.

Yeşilyurt Belediye Başkanı Mehmet Çınar, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün vefatının 84. yıl dönümü nedeniyle yayımladığı anma mesajında; “1919'da Samsun'a çıkarak başlattığı İstiklal Harbimizi, 1923'te Ankara'da Cumhuriyeti kurarak zafere ulaştıran Gazi Mustafa Kemal Atatürk, adını tarihe nakşettirmiş kahraman bir asker, büyük bir devlet adamıdır. Hayatını ülkesine ve milletine adayan Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ülkenin içinde bulunduğu zor şartlara ve sahip olduğu sınırlı imkânlara rağmen, milletinden aldığı güç ve destekle bağımsız ve millet egemenliğine dayanan Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna liderlik etmiştir.

Millet olarak bize düşen görev, büyük bedeller ödenerek kurulan Cumhuriyetimizi sonsuza kadar yaşamak ve yaşatmak; ülkemizi muasır medeniyetler seviyesine ulaştırmak için, birlik ve beraberlik içerisinde var gücümüzle çalışmaktır.

Vefatının 84. yıl dönümünde Türkiye Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları ile vatanımız uğruna fedakârca şehit ve gazi olan tüm kahramanlarımızı bir kez daha rahmetle, minnetle anıyorum." ifadelerine yer verdi.

ESOB Başkanı Keskin, “Atatürk’ün liderliği bugünde milletimiz için ışık olmaya devam etmektedir”
Malatya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (MESOB) Başkanı Şevket Keskin, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün vefatının 84. Yıldönümünde yayınladığı mesaj da, “Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü vefatının 84. yıldönümünde saygı, rahmet ve şükranla anıyoruz.” Dedi.

Keskin’in Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün vefatının 84. Yıldönümünde yayınladığı mesaj şu şekilde:

“İstiklal mücadelemize önderlik ederek milletimizi Anadolu’da sonsuza dek yaşatacak olan zafere ulaştıran Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliği bugünde milletimiz için ışık olmaya devam etmektedir.

Bugün hepimize düşen görev; Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 'En büyük eserim' dediği ve gelecek nesillere emanet ettiği Türkiye Cumhuriyeti'nin değerlerini ve kuruluş ruhunu her koşulda ve şartta korumak ve yaşatmaktır. Türk esnaf ve sanatkarı bu konuda üzerine düşen her türlü sorumluluğu yerine getirecektir.

Atatürk ve silah arkadaşlarının; milletimizin ve ülkemizin istiklaline ve istikbaline canı pahasına sahip çıktığını asla unutmamalıyız.

Bu düşüncelerle; vefatının 84. Yıldönümünde Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü bir kez daha saygı, rahmet ve şükranla anıyoruz.”

TSO Başkanı Sadıkoğlu: "Emaneti her zaman yaşayacaktır"
Malatya Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu, 10 Kasım Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatının 84. yıl dönümü dolayısıyla bir anma mesajı yayımladı.

Başkan Sadıkoğlu, mesajında şu ifadelere yer verdi;

“Eşsiz komutanlığı ve askeri dehasının yanı sıra sahip olduğu vizyonu, kararlılığı, ilke ve inkılapları ile tüm milletlere örnek olmuş bir devlet adamı olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk, hepimizin kalbinde şükran ve minnetle yaşamaktadır. Onun ülkemiz için çizdiği uygarlık yolu ve Cumhuriyet gibi büyük ve anlamlı emaneti her zaman yaşayacaktır. Askeri zaferlerin ekonomik zaferlerle taçlandırılması gerektiğini ifade ederek müthiş bir kalkınma seferberliği başlatan Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’ne muasır medeniyet hedefini koymuştur. Bizler de iş dünyası olarak, ülkemizi onun bizlere bıraktığı hedeflere ulaştırmak üzere var gücümüzle çalışıyoruz. Bu düşüncelerle, vefatının 84. yıl dönümünde Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları ile vatanımız uğruna fedakarca şehit ve gazi olan tüm kahramanlarımızı rahmetle ve minnetle yad ediyorum.”

ADD Şube Başkanı Millioğulları, "Yaşamı boyunca emperyalistler ve piyonları ile savaştı"
Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Malatya Şube Başkanı Yunus Millioğulları'nın mesajı:

Vatanımızın kurtarıcısı, Cumhuriyetimizin kurucusu, devrimlerimizin mimarı, değişmez önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü aramızdan bedenen ayrılışının 84. yılında saygı, minnet ve özlemle anıyoruz.

Ancak Atatürk’ün, O’nu anmamızdan çok, anlamamızı istediğinin farkındayız.

Bu farkındalıkla görevimizin; ilke, devrim ve eserlerini koruyup yaşatmak, Türk Ulusu’nu refaha ulaştırıp muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkarmak, “şeyhler, dervişler, müritler ve mensuplar memleketi olamaz” dediği Türkiye Cumhuriyeti’ni ilelebet payidar kılmak olduğunu biliyoruz.

Özdemir Asaf“Gerçek değer, gelmesi boşluk dolduran değil, gitmesi boşluk yaratandır.” diyor. Atatürk’ü yitirdiğimiz günden bu yana yazık ki, gidişiyle yarattığı büyük boşluğu dolduramadık.

Kimileri O’nun ışıklı yolunda yürüdüğünü söylerken kimileri de büyük görünecekleri zannıyla ilkelerine, devrimlerine, eserlerine, kişiliğine, aziz anısına pervasızca saldırdılar. Her saldırı, saldıranları küçültürken Atatürk’ü daha da büyüterek ulusu birleştirdi. Bazı aymazlar ise, halk düşmanı politikalarını Atatürk maskesiyle gizlemeye çalıştılar. Ancak, Atatürk gibi giyinmek, O’nun gibi tren pencerelerinde poz vermek ve benzeri zavallı girişimleri, Atatürk Cumhuriyeti’ne ve Aydınlanma Devrimleri’ne ağır darbeler indiren bu gibilerin maskelerini daha kolay düşürdü.

HER KOŞULDA MECLİSE GÜVENEN BAŞKOMUTAN
Atatürk, parlak bir asker olduğu kadar, tarihle, özellikle dünya tarihiyle çok ilgili bir kurmaydı. Sürekli okuyor, kendini geliştiriyor, düşüncelerini olgunlaştırıyordu. Büyük Fransız Devrimi’ni özümsemişti. 1. Dünya Savaşında Osmanlı Devleti’nin en zorlu cephelerinde başarılar kazanmış, Çanakkale’de adını dünya harp tarihine yazdırmıştı. Savaştan yenik çıkan Osmanlı ülkesinin emperyalist devletlerce yağmalanmaya başlaması üzerine İstanbul’da kaldığı yaklaşık 6 ay, tasarladığı Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın plan ve kadro hazırlıklarını yaptıktan sonra Samsun’a hareket etmişti. İlk iş olarak dağıtılmış ordu yerine yeni bir ordu kurmaya değil, kurtuluşu yönetecek bir Milli Meclis oluşturmak için kongrelerle milletin azim ve kararını harekete geçirmeye girişti. Erzurum ve Sivas Kongreleri yanında yurdun her tarafında yerel kongreler yapılmasını sağladı. Bu arada İstanbul’da toplanacak Meclis-i Mebusan’da etkin olabilmek için Erzurum Mebusu seçildi ve arkadaşlarından kendisini Meclis Başkanı seçmelerini istedi. Tıpkı İşgal altındaki İstanbul’da uzun süre çalışamayacağını ve dağıtılacağını öngörerek Meclis-i Mebusan’ın Anadolu’da toplanması gerektiğini söyleyip kabul ettiremediği gibi, dağıtıldığında Ankara’da kurtuluşu örgütleyecek bir meclisi toplantıya çağırma yetkisine sahip olmak amacıyla dillendirdiği bu isteği de gerçekleştirilemedi.

Arkadaşları O’nu meclis Başkanı seçtiremediler ancak, Misak-ı Milli kararlarını kabul ettirmeyi başardılar. Kısa süre sonra öngörüsü gerçekleşti ve Meclis-i Mebusan işgalci İngilizler tarafından 16 Mart 1920 günü basılarak dağıtıldı, mebusların önemli bir kısmı tutuklanıp Malta’ya sürüldü. Bunun üzerine bir yandan misilleme olarak Yarbay Ravlinson dahil Anadolu’daki birçok İngiliz subayını tutuklatan Mustafa Kemal, bir yandan da Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Heyet-i Temsiliye Reisi sıfatıyla derhal harekete geçerek Milli Meclis’i Ankara’da toplamak üzere eksilen mebusların yerine yenilerinin seçilmesini isteyecek, kalan ve yeni seçilen 324 mebusun ulaşım güçlüklerini aşıp Ankara’ya gelebilen 115’i ile de 23 Nisan 1920’de Büyük Millet Meclisi’ni açacaktı. Artık kurtuluşun ve savaşın meşruiyet zemini Ulusal Meclis olacak, Milli Mücadele bu meclise dayanılarak yönetilecekti. Yani Atatürk önce Ulusal istencin yansıyacağı meclisi, sonra da savaşacak orduyu örgütlüyor, meclisin adını Büyük Millet Meclisi, ordunun adını da Büyük Millet Meclisi Orduları olarak belirliyordu. Yakın tarihte, Atatürk maskeli sözde askerler demokrasi(!) adına meclis kapatırken Atatürk kutsal savaşını, her türlü muhalefete rağmen Meclise dayanarak kazanacaktı.

ANTİEMPERYALİST - ANTİKAPİTALİST DEVLET ADAMI
Mustafa Kemal Paşa kurtuluşun; ideolojik bir temel, bu ideolojiyi kararlılıkla uygulayacak bir önderlik ve duyurup yayacak bir yayın organı olmadan gerçekleştirilemeyeceğini çok iyi biliyordu. Bu nedenle, Ankara’ya geldiği 27 Aralık 1919’dan itibaren bir yayın organına sahip olma çabası içine girdi ve 10 Ocak 1920 tarihinde Hakimiyet-i Milliye gazetesini çıkardı. Kurtuluşun ve devrimin ideolojisi bu gazetede inşa edilecek, özellikle emperyalizme ve kapitalizme çok net vuruşlar yapılacaktı. Örneğin; Atatürk’ün 1 Aralık 1921 tarihli “Biz, bizi mahvetmek isteyen emperyalizme karşı ve bizi yutmak isteyen kapitalizme karşı savaşmayı uygun gören bir mesleği izleyen insanlarız.” demeci gazetenin manşetindeydi.

Atatürk, 1935 yılında yapılan CHP 4. Kurultayındaki “Bizim 19 Mayıs 1919’dan bugüne kadar yaptıklarımızın, Türk Devrimi’nin ve yalnız birkaç yıl için değil, geleceği de kapsayan tasarlarımızın esası KEMALİZM prensipleridir” sözleriyle de, ideolojisini tanımlıyor, adını koyuyordu.

EZİLEN ULUSLARIN DA UMUDU
Mustafa Kemal Paşa sadece Türk Ulusu’nun değil, bütün mazlumlar dünyasının da umudu ve önderiydi. Ulusal Kurtuluş Savaşına başlarken zafere ulaşacağına ne kadar inanıyorsa, ezilen ulusların bağımsızlık ve özgürlüklerine kavuşacağına da o kadar inanıyor, bunu her fırsatta dile getiriyordu.

Daha 1922 yılında bu davayı gerçekleştirmekle yeni bir tarih yapılacağını duyuruyor ve diyordu ki, "Türkiye’nin bugünkü mücadelesi yalnız kendi nam ve hesabına olsaydı, belki daha kısa, daha az kanlı olur ve daha çabuk bitebilirdi. Türkiye azim ve mühim bir gayret sarf ediyor. Çünkü müdafaa ettiği bütün mazlum milletlerin, bütün Şarkın davasıdır ve bunu nihayete getirinceye kadar Türkiye, kendisiyle beraber olan Şark milletleriyle birlikte yürüyeceğinden emindir.” Keza, Mısır Büyükelçisi ile elçilik bahçesinde sabaha kadar süren 27 Mart 1933 tarihli sohbetinde ise şu tarihi sözleri söyleyecekti: “Doğudan şimdi doğacak olan güneşe bakınız. Bugün günün ağardığını nasıl görüyorsam, uzaktan bütün Doğu milletlerinin de uyanışlarını öyle görüyorum. İstiklal ve hürriyetine kavuşacak olan çok kardeş millet vardır. Onların yeniden doğuşu, şüphesiz ki ilerlemeye ve refaha yönelik olacaktır. Bu milletler bütün güçlüklere ve bütün engellere rağmen muzaffer olacaklar ve kendilerini bekleyen geleceğe ulaşacaklardır. Sömürgecilik ve emperyalizm yeryüzünden yok olacak ve yerlerine milletler arasında hiçbir renk, din ve ırk farkı gözetmeyen yeni bir uyum ve işbirliği çağı hâkim olacaktır.”

300 YILI 15 YILA SIĞDIRAN BÜYÜK DEVRİMCİ
Mustafa Kemal Atatürk, Ulusal Kurtuluş Savaşını zafere ulaştırdıktan hemen sonra hızla devrimlere girişti. İlk büyük devrimini zaferin üzerinden 6 hafta geçmeden, 1 Kasım 1922’de Saltanat’ın kaldırılmasıyla yaptı. Cumhuriyet’in ilanının ardından da, başta Eğitim Birliği Yasası ve Hilafetin Kaldırılması olmak üzere Kılık Kıyafet Devrimi, Medeni Yasa, Uluslararası Takvim ve Ölçü Birimlerine geçiş, Harf Devrimi, Dil Devrimi, Üniversite Reformu, büyük tarım ve sanayi atılımı, kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesi ve diğerleri aralıksız sürdü. En önemlisi de, esasen 1920’den beri devletin yazılı olmayan temel niteliği olan Laiklik 1937’de Anayasaya da girdi. 15 yıl süren Cumhurbaşkanlığı dönemine başka ulusların kan revan içinde yüzyıllara sığdıramadığı devrimleri sığdırdı. Bu devrimlerle çağ atlattığı Ulusunu diline, tarihine, kültürüne kavuşturdu, kula kulluk etmekten kurtarıp özgür yurttaşlar olmalarını sağladı. Devlet yönetiminde namus ve liyakatı, hukuk ve adaleti, akıl ve bilimi hakim kıldı. Bugün zoraki “Mustafa Kemal” deyip, bir türlü “Atatürk” diyemeyenlerin hemen tamamının kabullenemedikleri işte bu “Devrimci Atatürk”tür.

SAVAŞTIĞI DÜŞMANLAR BİLE SAYGIYLA ANARKEN
Atatürk yaşamı boyunca esas olarak emperyalistler ve piyonları ile savaştı. Kaderlerini emperyalizm ile birleştirmiş dahili bedhahlarla (işbirlikçi hainlerle) hem Ulusal Kurtuluş Savaşı, hem de devrimler sürecinde mücadele etti. Atatürk’ün yenilgiye uğrattığı emperyalist devletlerin temsilcileri zaferden sonra, ebedi aleme göçüşünün ardından ve hâlâ büyük önderden saygı ve övgü ile söz eder, Birleşmiş Milletler oybirliği ile doğumunun 100. yılı 1981’i “Atatürk Yılı” olarak kabul ederken, Laik Cumhuriyet düşmanı gericiler her fırsatta Atatürk’e ve mücadelesine hakaret ve saldırılarda bulundular, bulunuyorlar. Bunların “Deccal”, “İki Ayyaş ”, “Keşke Yunan kazansaydı”, “Kafir” ve benzeri pek çok talihsiz ve hadsiz söylemlerine karşın, en önemli rakiplerinden biri olan, istifa etmesine ve siyasi yaşamdan 20 yıl uzak kalmasına neden olduğu Winston Churchill O’nu şu sözlerle uğurlamıştır: “Savaşta Türkiye'yi kurtaran, savaştan sonra da Türk milletini yeniden dirilten Atatürk'ün ölümü, yalnız yurdu için değil, Avrupa için de büyük kayıptır. Her sınıf halkın O'nun ardından döktükleri içten gözyaşları bu büyük kahraman ve modern Türkiye'nin Ata'sına değer bir görünümden başka bir şey değildir.” Büyük Zafer’den 12 yıl sonra, 1934 yılında Yunanistan önderi Eletherios Venizelos’un Mustafa Kemal Atatürk’ü Nobel Barış Ödülüne aday göstermesi ise, dünya tarihinde benzeri bir daha kolay kolay görülmeyecek bir olaydır.

Atatürk sadece Türk Ulusu için değil, dünyanın dünü, bugünü ve yarını açısından da değeri her geçen gün daha iyi anlaşılan büyük bir önderdir. Saldıranlar cüceleşirken O, yokluğunda büyümekte, tarifsiz özlenmektedir. Milyonlarca yurttaşımızın her fırsatta akın akın Anıtkabir’e koşmaları, komşumuz İran’da kadınların yükselttiği “Tek yol Atatürk” çığlıkları, Irak’tan duyulan “Bir Atatürk’ümüz olmadığı için bu haldeyiz” hayıflanmaları boşuna değildir. O kadar ki; her fırsatta Atatürk’e hakaret etmeyi marifet bilenler bile başları sıkıştığında boydan boya Atatürk posterlerinden medet ummak, Lozan’a “Hezimet” deyip Montrö’den bir imza ile çıkılabileceğini söyleyenler, dönüp dolaşıp Lozan’a, Montrö’ye sarılmak, O’nun 86 yıl önceden Karadeniz’i kan gölüne dönmekten, Dünyayı 3. Dünya Savaşına sürüklenmekten kurtaran dehasına şapka çıkarmak zorunda kalmaktadırlar.

ÇARE YENİDEN ATATÜRK CUMHURİYETİ
Değerlerinden, devrimlerinden, birliğinden ve özgüveninden yoksun bırakmak için iç ve dış olumsuz güçlerin onyıllardır elbirliğiyle çabaladıkları Türk Ulusu, hiç kuşkusuz Atatürk’ün akıl ve bilim yolunda aydınlık geleceğine güvenle yürüyecektir.

Atatürk’ü anlamayı, ilke, devrim ve eserlerini koruyup yaşatmayı varlık nedeni ve temel görevi sayan Atatürkçü Düşünce Derneği, ülkemizin acil gereksinimi olduğunu düşündüğü devlet yönetim anlayışını 23 Nisan 2022’de yayınladığı YENİDEN ATATÜRK CUMHURİYETİ MANİFESTOSU ile duyurmuştur.

Tarihin en büyük devrimcisi Atatürk’ü aramızdan ayrılışının 84. yılında özlem ve minnetle anarken, O’nun da isteği olduğu inancıyla, bir kez daha siyaset kurumunu Yeniden Atatürk Cumhuriyeti hedefine yönelmeye, Aziz Milletimizi de bu hedefe sahip çıkmaya çağırıyoruz.

RUHUN ŞAD OLSUN BÜYÜK ATATÜRK !

TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLELEBET PAYİDAR KALACAKTIR !"

Yorum yazın

Yorum yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.
Çok okunanlar