SON DAKİKA
Malatya Yeni Ses

Sahtekarlığın bilimsel icadı -1

Sahtekarlığın bilimsel icadı -1
A- A+

Hikaye bu…

Kuruma eleman alınacak.

Alınması belli olan elemana rakip çıkmaması için, her şeyin “bankamatikten para çeker gibi” yada “tereyağından kıl çeker gibi” olması gerekiyor.

Bunun için “bilimsel” çalışılması gerekiyor.

Kurumun yöneticisi talimat veriyor, “Türkiye’de hiç bilinmeyen, şeytanın aklına bile gelmeyecek bir konu belirleyin, renkli yazıcıdan çıktısını çıkartın imzalayın, adı ‘sertifika’ olsun.”

Ardından ikinci talimatını veriyor, “Sertifikacık kağıdını şu kadro verdiğim elemana verin imzalasın, imzalamasa, hemen görev yerini değiştirin.”

 

Yazıcıdan fiyakalı bir renkli sertifika çıkartılıyor, imzalanıyor, iş resmiyete dökülsün diye de olmamış eğitim kursu yapılmış gibi döner sermayeye para yatırılıyor.

Dünyanın en büyük bilim üniversitelerinin diplomalarının fiyakaları bu “naylon” sertifikanın yanında bozuk para gibidir!.

Çerçeveletilip duvara asılsa duvar çatlar sertifikanın güzelliğinden.

Sonra ilan yayınlanıyor…

İlana; “Türkiye’de bilinmeyen bir konuda ikincisi bulunmayan sertifikaya sahip olmak” şartı isteniyor.

Aslında ilan için başvuracak bir sürü namuslu vatan evladı vardır, ama ortada istenen o sertifika sadece 1 kişide vardır.

Bir kişi başvurmuştur ve özel sertifika çıkartılan eleman artık iş sahibi olmuştur.

İş, tereyağından kıl çeker gibi, pardon bankamatikten para çeker gibi, ya da cüzdana para koyar gibi, hatta kayısı kutusundan para taşınır gibi rahat bir şekilde çözülmüştür.

Yönetici şeytanlığını yapmıştır.

Sormuşlar “Şeytanın aklına bile gelmeyen sertifika işini icat eden” yöneticiye; “Bu sahtekarlığı yaparken hesap vereceğini hiç mi düşünmedin?”

 Gülerek cevap vermiş; “Atadıkları yönetici sahtekarlık yapıyor diye beni hiç görevden alırlar mı?”

Yönetici rahatlığına, vurdum duymazlığına devam ederek; “Benim hakkımda muhalefette konuşamaz, çünkü onların da adamlarını aynı şekilde aldım” demiş.

Yönetici ardından bir kahkaha patlatmış, ardından ağzı yamuk bir şekilde konuşmuş; “Başkente de bana karışamazlar, o hediyeleri boşuna mı dağıttım sanıyorsunuz?”

 Hikaye bu…

Sonra gülerek; hiçbir şekilde etkilenmediği, kendisinin mağduru olmadığı muhafazakar insanların büyük mağduriyet yaşadıklarını söyledikleri bir kara dönemle ilgili ağıt yakmaya gitmiştir. Aynen gazeteye Düğünde oynanır, cenazede ağlanır” ilanı veren ekibin profesyonel bir üyesi olarak…

İyiki hikaye bu, ya birde gerçek olsa!..

Çok okunanlar