SON DAKİKA
Reklam
Reklam
Asuman Sarıtaç

BÜYÜK YIKIMIN ARDINDAN MALATYA'DA NEFES ALMAK

A- A+
Reklam

Malatya, geçmişte nice medeniyete ev sahipliği yapmış tarihiyle, doğasıyla anılan kadim bir şehir.

Ancak son depremlerle birlikte memleketimiz sadece yıkılan binaların değil, aynı zamanda sağlığımızı tehdit eden görünmeyen bir düşmanın da pençesine düştü; 
HAVA KİRLİLİĞİ.

Özellikle toz kaynaklı solunum problemleri, hepimiz için her geçen gün daha da hissedilir hale geliyor. 
En basitinden bir nefes almak bile artık rahat değil; ciğerlerimize çöken bu kirli hava, sadece fiziksel değil, zihinlerimizde de psikolojik bir baskı yaratıyor.

Depremin ardından yıkılan binalardan yükselen moloz tozları, yeterince denetimi yapılmayan enkaz kaldırma çalışmaları, kontrolsüz inşaat faaliyetleri ve rüzgarla yayılan ince partiküller, hayatı yaşanmaz hale getirdi.

Toz kümeleri içinde yaşama tıtunmaya çalışmak, özellikle çocuklar, yaşlılar ve solunum rahatsızlığı olan bireyler için çok ciddi sağlık sorunları doğuruyor.

Ne yazık ki Malatya’da bu tehlikenin boyutu hâlâ yeterince fark edilmiyor ya da göz ardı ediliyor.

Peki çözüm ne olabilir?

Her şeyden önce, enkaz kaldırma işlemleri sıkı bir denetim altına alınmalı.

Sulama sistemleriyle tozun yayılması minimize edilmeli, gece saatlerinde yapılan çalışmalarla yoğun insan trafiğinin olduğu zamanlarda havaya karışan partiküller azaltılmalıdır.

Şehir merkezinde toz maskesi kullanımı teşvik edilmeli, gerekirse halka ücretsiz maske dağıtımı yapılmalıdır.

Ayrıca, Malatya gibi afet sonrası toparlanmaya çalışan şehirlerde mobil hava kalitesi ölçüm istasyonları kurulmalı ve bu veriler halka açık şekilde paylaşılmalıdır.

Böylece insanlar günlük yaşamlarını bu bilgilere göre şekillendirebilir, özellikle risk grubundakiler kendilerini koruma altına alabilir.

Orta ve uzun vadede ise ağaçlandırma çalışmaları büyük önem taşır.

Tozu en iyi tutan doğal filtrelerden biri yeşil bitki örtüsüdür. 
Şehrin yeniden yapılanmasında doğaya yer verilmesi, sadece estetik değil, sağlıklı bir yaşam alanı inşa etmek açısından da elzemdir.

Sonuç olarak, Malatya sadece binalarını değil, temiz havasını da yeniden inşa etmek zorunda.

Çünkü bir şehir sadece taşla, toprakla değil, soluyabildiğimiz nefesle ayakta kalır.

Nefes almak her insanın hakkıdır ve bu hak, depremin gölgesinde unutulmamalıdır.

 

Yorum yazın

Yorum yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Asuman Sarıtaç yazıları

Çok okunanlar