SON DAKİKA
Reklam
Reklam
Asuman Sarıtaç

KONTEYNERDE HAKİKATİN SESSİZ DİRENİŞİ:GAZETECİLİK

KONTEYNERDE HAKİKATİN SESSİZ DİRENİŞİ:GAZETECİLİK
A- A+
Reklam

Asuman Sarıtaç 
Maldia Ortak Akıl ve İrade Derneği Kurucu Başkanı

Depremin üzerinden aylar geçti. Enkazlar kaldırıldı, bazı yaralar sarıldı, bazı yaralar ise hâlâ kanamaya devam ediyor. Malatya sokaklarında gezerken gözümüze en çok takılan şey, gri metal kutular… 
Yani konteynerler. 
Kimi için bir ev, kimi için bir dükkân, kimi için ise ekmek teknesi.

Dün Maldia Ortak Akıl ve İrade Derneği olarak bu konteynerlerden bazılarında çok özel bir mesleğin temsilcileriyle bir araya geldik;

Gazeteciler.

Onlar; kamerasıyla, mikrofonuyla, defteri ve kalemiyle halkın gözü, kulağı, sesi olan insanlar…
Bir zamanlar şehir merkezindeki ofislerinde çalışan bu insanlar, şimdi birkaç metrekarelik konteynerlerde haber peşinde koşuyor.

Bir gazeteci arkadaşımız şöyle dedi:

“Burada her şey çok sınırlı… Ama biz yine de haberin peşindeyiz. Çünkü halkın gerçeği bilmeye hakkı var. Biz de o hakkı savunmak için buradayız.”

Bir başka gazeteci arkadaşımız ise konuşma arasında, “Burası belki bir konteyner. Ama bizim için burası hâlâ bir haber merkezi. Çünkü halkın haber alma hakkı, şartlardan bağımsızdır.” dedi.

Bu cümleler, gazeteciliğin ne kadar bir “rahat koltuk mesleği” olmadığını, aksine bir dayanıklılık sınavı olduğunu bizlere bir kere daha hatırlattı.

Konteynerde otururken fark ettim ki; bilgisayarın bir köşesinde kamera, diğer köşesinde çaydanlık, yerde üç ayaklı tripod… Hayatla mesleğin birbirine karıştığı karmaşık bir düzen. Ve bu düzen, her şeye rağmen çalışmaya devam eden yılmaz bir iradenin göstergesi.

Onlarla sadece sorunlarını konuşmadık; aynı zamanda umutlarını, yarınlara dair beklentilerini de paylaştık. Çünkü gazetecinin en büyük sermayesi, halkın güvenidir. Ve bu güven, depremde yıkılmaz, konteynerde pas tutmaz.

Basın sadece bir meslek değil; bir toplumun aynası, vicdanı ve hafızasıdır. Gazeteciler güçlü ise halk da güçlüdür. Onların sesi kısılırsa, hepimizin sesi kısılır. Kısacası basın özgürse toplum da özgürdür. Basın mensuplarının mesleklerini özgürce yapabilmesi, sadece onların değil, hepimizin geleceğini ilgilendirir.

Malatya’da gördüğümüz tablo, bize şunu gösterdi ki; bazen hakikati savunmak, beton binalarda değil; konteynerlerin ince duvarları arasında, kışın dondurucu soğuğunda, yazın yakıcı sıcağında mümkün olur. Ve orada, sessiz ama dimdik duran bir direniş öyküsü vardır.

Çünkü bazı insanlar, mesleklerini icra etmez; yaşarlar. Mesleklerini sürdürmez; hakikati sırtlarında taşır, bedeli ne olursa olsun yere düşürmezler.

#Malatya

Çok okunanlar