MALATYA'DA YANAN ACI ATEŞİN ADI UYUŞTURUCU!
Asuman Sarıtaç
Maldia Ortak Akıl ve İrade Derneği Kurucu Başkanı
Malatya son yıllarda sadece kayısısıyla değil, ne yazık ki artan uyuşturucu vakalarıyla da anılmaya başlandı. Sokak aralarında, okul çevrelerinde ve gençlerin uğrak noktalarında “mantar gibi” çoğalan torbacılar, şehrin huzurunu ve gençliğin geleceğini tehdit ediyor. Polis operasyonları düzenleniyor, tonlarca madde ele geçiriliyor; fakat görünen o ki bu yeterli olmuyor. Çünkü sorun, yalnızca sokaktaki satıcıyla sınırlı değil, sorun çok daha derinlerde.
Peki; bu operasyonlar neden yeterli olmuyor?
Çünkü talep var oldukça arz da var olacaktır. Torbacılar yakalansa bile, uyuşturucuya yönelen gençler olduğu sürece bu zincir yeniden tekrar tekrar kurulmaya devam edecek.
Ayrıca toplumumuzda adını koyamadığımız bir duyarsızlık var. Aileler, mahalleler ve hatta okullar çoğu zaman bu konuda suskun kalıyor. “Bize dokunmaz” denilerek görmezden geliniyor. Halbuki o ateşin bir gün kendi evladına dokunabileceğini ne yazık ki göremiyor.
Yetkililerden beklediğimiz önleyici eğitimlerde ise büyük eksiklikler var. Çocuklara ilkokuldan itibaren bilinçli bir eğitim verilmediği sürece, uyuşturucu yalnızca “yasak” bir madde olarak kalıyor. Yasak olanın cazibesi ise daha büyük oluyor.
Bu konuya Malatya halkı olarak gereken önemi vermediğimiz takdirde, sayısız haneye görmek, duymak istemediğimiz acılar düşmeye devam edecektir.
Bir eğitimci, sade bir vatandaş olarak söylemek istiyorum ki uyuşturucu konusunda sadece polisiye tedbirler yeterli olmayacak.
Uyuşturucuya karşı milletçe büyük bir eğitim seferberliği başlatmak zorundayız. Uyuşturucu karşıtı bilinçlendirme çalışmaları, sadece bir gün yapılan seminerlerle sınırlı kalmamalı. İlkokuldan liseye kadar sistematik bir eğitim müfredatı oluşturulmalı.
Mahalle temelli projeler hayata geçirilmeli. Muhtarlar, sivil toplum kuruluşları, camiler ve yerel yönetimler iş birliği yaparak her mahallede gençlere yönelik spor, sanat ve teknoloji merkezleri açmalı. Çocuğun enerjisini sokakta değil, güvenli alanlarda tüketmesi sağlanmalı.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı kanalıyla destek programları acilen gündemimize alınmalı.
Ebeveynler çocuklarının bağımlılığa sürüklenme riskini anlamıyor. Anne ve babalar çocuklarının nasıl bir tehlike altında olduğunun farkında bile değiller. Psikolojik destek, seminerler ve bilinçlendirme toplantılarıyla aileler sürece mutlaka aktif olarak dahil edilmeli.
Sadece polis baskınlarıyla değil, sosyal hizmet uzmanları, psikologlar, öğretmenler ve sağlık çalışanlarının birlikte hareket edeceği kalıcı bir “uyuşturucuyla mücadele birimi” kurulmalı.
Gençler eğitimlerine, liyakatlerine göre istihdam edilmeli, başıboş bırakılmamalı. İşsiz genç demek, çaresiz genç demektir. Uyuşturucunun tuzağına düşenlerin çoğu umutsuzluktan kaçış yolu arar. Malatya’da gençlere özel istihdam projeleri ve girişimcilik destekleri sunulmak zorunda.
Burada hem devletimize hem toplumumuza büyük görev düşmekte. Uyuşturucu sadece polisiye bir mesele değildir; bu, geleceğimizi çalan bir toplumsal yaradır. Devlet operasyonlarla birlikte kalıcı sosyal politikalar üretmeli, halk ise duyarsızlığını bir kenara bırakıp çocuklarına ve gençliğine sahip çıkmalıdır. Biz mahalleli, biz ebeveyn, biz esnaf, biz muhtar, biz doktor, biz öğretmen; görmezden geldikçe bu ateş hepimizin evine düşecek.
Malatya’nın kayısısı dünyaya hayat verirken, gençlerinin uyuşturucu ile zehirlenmesine izin vermek, kabul edilemez bir çelişkidir.
Malatya halkı olarak ya bu zehirden gençlerimizi kurtaracağız ya da göz göre göre geleceğimizi kaybedeceğiz. Bugün sesimizi yükseltmezsek yârın çok geç olabilir.
Gelin, Malatya’da gençliği zehirleyen bu bataklığı hep beraber kurutalım.
#malatya
