Kerbela…

İsrail, bugün sabaha doğru İran’a saldırdı. Yıllardır bu günün geleceğini, tüm dünya gibi İran da biliyordu. Bu saldırı, malumun ilanı oldu. Televizyon haberlerini izliyorum. Televizyonlar bu saldırıyı anlatırken hava hareketi haritası paylaşıyor. Ne acı; İsrail’in uçakları Suriye, Irak ve belki de başka İslam ülkelerinin hava sahalarını kullanmış. Bu harita bizi düşündürmeli.
İç kamuoyuna ve iktidara bakarsak, Suriye’de iktidar değişikliğini biz yapmıştık. Ancak bu harita, bunun böyle olmadığını bize açık bir şekilde anlatıyor. Daha önce İsrail’in Suriye’ye yönelik saldırılarında da bunu söylemiştim. Suriye, egemenliğine yönelik bu saldırıları hiç ses çıkarmadan geçiştirmişti. ABD ve İsrail, önce mıntıka temizliği yaptı. Bölgede İsrail’in zorbalığına “hayır” diyen Saddam’ın Irak’ını ve Esad ailesinin Suriye’sini yıktı; sonra da sözde İslami rejimlere teslim etti. Tüm İslam âlemi, bunları zafer olarak gördü ve kutladı. Bu iki ülkenin hali ortada; fazla söze gerek yok.
1400 sene önce Hazreti Hüseyin ve ailesi, Kerbela’da susuz ve orantısız bir güçle baş başa kalmıştı. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni ve siyasi iktidarı dışarıda tutarak söylüyorum; onlar, bugünkü İslam âlemi liderleri gibi değil, onurlu bir şekilde savaşmış ve şehit olmuşlardı. Bugün İslam âlemi, Ortadoğu’da susuz ve silahsız bir şekilde ABD ve İsrail ile baş başa kalmış durumda. Bakalım kim imdada yetişecek.
İslam âlemi saldırı altında. Bu ateş, MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeli’nin dediği gibi, hepinizi yakacak. Gün, birlikte olma günüdür. Günlük siyasi hesapları bir kenara bırakıp, siyasal ve toplumsal olarak bir olma günüdür.