TÜRK SOLU VE TÜRKÇÜLÜK...

Başlık çok iddialı.
Tarihî günlerden geçiyoruz.
Yıllarca süren PKK'nın silahlı mücadelesi PKK'nın aldığı kendini feshi kararı ile son bulmuşa benziyor.
Her kesim bu kararı kendince yorumluyor ve genellikle destekliyor.
Bu konuda çekimser olanlar ilginçtir Türk Solu.
Karşıyız demiyorlar ama o kadar çok çekince oraya koyuyorlar ki bunun adı istemiyoruz demekle eş değer oluyor.
Bu sebeple İçinden geçtiğimiz "terörsüz Türkiye “süreci nedeniyle Türk soluna dair görüşlerimi yazmak istiyorum.
Türkiye Solu sınıf temelli değildir.
Öyle olduğunu savunur.
Elbette Marksizm ve diğer sol ideolojiler den etkilenmiştir.
Türk solu temelde Aydınlanmacı ve ilericidir.
Kökleri daha çok Fransız devrimi ve bu devrimden etkilenen Osmanlı Devleti'ni çöküşten Türk milliyetçiliği ile kurtarmak isteyen Jon Türkler hareketine dayanır.
Bu iki harekette kapitalist karakterlidir.
Böyle olunca refleksleri ister istemez milliyetçi oluyor.
1980 sonrasında gelişen silahlı Kürt hareketi sonrasında Türkiye Solu yukarıda izah ettiğim sebeple Kürt sorununa sol temelli yaklaşım geliştiremedi. Gözüne far tutulmuş tavşan misali hareketsiz kaldı.
Kürt meselesinin bu kadar her iki taraf açısından yıkıcı sonuçlarının olmasında solun bu hareketsizliğini de katkısı olmuştur.
Sol inisiyatif alıp çözüm üretmede başarısız oldu.
Kürt meselesini çözen kilidi MHP genel başkanı sayın Devlet Bahçeli çevirdi.
Türk solu bunu oturup konuşmalı ve nerede yanlış yaptık demeli.
Tabi bizde lafta bahanede çoktur. Konuşunca bu söylediklerimi çürütürler.
Ama realite bu .
1980 sonrasında gelişen iki tane demokratik temelli hareket var .
Birincisi elbette gezi olaylarıydı.
İkincisi Ekrem İmamoğlu 'nun gözaltına alınması ile başlayan gençlik hareketiydi.
Bu iki harekete bakınca her iki hareketin ideolojik değil iktidar karşıtı tepkiden doğduğunu görürüz.
Türkiye'nin muhalefet partilerinin bunu görmesi ve iyi tahlil etmesi gerekir.
Bu eylemlere katılan genç kuşak adı her ne olursa olsun mevcut soldan daha ilericidir.
Her iki harekete yer alan insanlar, eşitlik, özgürlük, hak ve adalet istiyordu.
Bu talepleri kendisi için değil herkes için istiyorlardı.
Dünyanın en ücra köşelerinde özgürlük mücadelesi veren her hareketi destekleyen Türkiye Solu iş kendi Kürtlerine gelince endişe sahibi oluyor.
Bu tutarsızlık ve milliyetçiliktir.
Kürt, Türk'le anayasal eşit vatandaş olursa bu ülke bölünmez.
Kürt resmi dil olan
Türkçe'nin yanında kendi ana dilini okullarda öğrenir ve konuşursa bu ülke bölünmez.
Yerel yönetimler güçlendirilirse bu ülke bölünmez.
Amasız fakatsız bu süreci desteklemek gerekiyor.
Her şey barış ve kardeşlik için.
Hep beraber daha iyi günlere.