SON DAKİKA
Reklam
Reklam
Burhan KARADUMAN

Belgeselci Mahir, uyuşturucu nasıl satılır bunu patronlarına sor!..

Belgeselci Mahir, uyuşturucu nasıl satılır bunu patronlarına sor!..
A- A+
Reklam

Kapı kapı dolaşıp, çekeceği belgesel için medine dilencisi gibi para dilenen Mahir!..

Dürüst mahir, büyük gazeteci mahir, not defteri yerine fatura ile gezen Mahir!

Malatya Büyükşehirden para aktarması için gel gel yaptığı kurumda çalışan Mahir!..

Bunu ERTV yalanlamadı, patronları Şenol Erdoğan’da yalanlamadı.

Uyuşturucu nasıl satılırmış ben bunu bilmem Mahir;  bunu ERTV’nin patronları Şenol Erdoğan ve Mehmet Erdoğan’dan sor Mahir Efendi, onlar belki bilir. Bak itiraf ediyorum, bu konu da cahilim,  hadi bununda belgeselini çek, belki sana para verirler. Sen parayı seversin!.. Bizde bu soruların yanıtını öğrenmiş oluruz. 

Evet ben yetim malı çalanı sevmem.

Birisi kamu malına elini uzatmışsa, babam olsa yazarım, takip ederim, yazdım, yazıyorum. 

Selahattin Gürkan’ın usulsüzlüğü çıkmışsa, yazarım, sana giren çıkan ne, ERV’yi giren çıkan ne? 

Büyükşehir Belediyesinden usulsüzlük varsa yazarım, ERTV ve Sen niye bu kadar rahatsız oluyorsun?

ERTV'nin yayın verdiği binayı kim yaptı Mahir!.. Hadi bunun da belgeseleni çek, sana paracıklar verirler, sen parayı seversin. 

Şimdi gelelim bazı detaylara!…

Meslekte 30 yıl.

Beni sen anlatabilecek zeka seviyesinde bile değilsin.

Ben sahada gazetecilik yaparken, sen kısa donla geziyordun!..

Benim gazeteciliğimin vergisi sana ve yanındaki akılsız hocalarına 40 yıl yeter!..

Selahattin Gürkan….

Selahattin Gürkan'ı 40 yıldır tanırım bilirim, Gürkan köyümün öğretmeni, kıymetli eşleride bölgemize hizmet veren köyde ebeydi. 

30 yıllık meslek hayatımda Selahattin Gürkan aleyhinde bir tane haber yoktur. 

Herkes gibi, bende Selahattin Gürkan'ın aday gösterilmediği süreçte ortaya çıkan rakamlar tablolar ve belgeler karşısında şok geçirdim.

 İtiraf edeyim, yanlış tanımışım.

Malatya Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğunda oturan bir kişi, eğer 100 milyonluk işyerini gider ayak, seçimde 1 aydan kısa süre kala 100 milyonluk gayrmenkulleri, 24 milyona satıyorsa bunu ben yazarım, babamın oğluda olsa yazarım, Selahttin Gürkan da olsa yazarım. Selahattin Gürkan hakkındaki usulsüzlük iddialarının yayınlanması, haber yapılması Mahir seni niye geriyor, ERTV'yi niye geriyor, Şenol Erdoğan niye geriliyor? ERTV, Gürkan döneminde ne kadar para aldı? Bunu açıkla Mahir, bunun da belgeseleni çek. Selahattin Gürkan'ın avukatı ERTV ve Sen misin? Şu karar duruşması günü kaçan bir avukatı vardı, onu getirsin!..

Bizim duruşumuz ve varlığımız kişilere göre değil ilkere göredir. Bir kişi kötülüğe adım atmışsa yanında durmam. Herkesi kendin ve patronların gibi gibi bellemi Mahir Efendi!..

Veli Ağbaba'yı yıllarca tek karesini televizyonda göstermeyen, ismini haberlerde silen  ERTV ve Şenol Erdoğan, acaba istanbul'daki hangi iş için Veli Ağbaba'ya yanaştı? 

Bana dürüstlükten bahsecedek son kişilersiniz.

Mahir diyorki, "Selahattin Gürkan dönemindeki açıkları belediye içinde, şirketlerde yöneticilerle aramaya başlamıştı. Bir belediye personeli gibi “dosya” inceliyordu." Evet, ben dosyacıyım, ben dosya incelerim, çünkü ben gazeteciyim. Ben Ankara ve İstabul'daki dosyalarıda incelerim, sen niye rahatsız oldun ki!.. Masa başında oturup haber yapmıyorum, gezip dosya inceliyorum, belgesel çekmek için para dilenmiyorum. Bir gazetecinin dosya incelemesinden daha doğal ne olabilir ki? Ama bunu Medine dilencisi gibi fatura kese kese belgesel çekenler bilemez. Bunu en yakın arkadaşlarını satanlar bilemez. 

Ben;  Malatya Turgut Özal Üniversitesi'nde basın danışmanı olarak görev yaptım. Yolsuzluğu, usulsüzlüğü, yalanı, yalancıları görünce  adam gibi istifa edip işime döndüm. Bu durum benim için onurdur, şereftir. Usulsüzlüğün olduğu yerde çalışmadım, istifa ettim, kabul etmediler, Noter üzerinden istifa edip, gitmedim.  Bizdeki duruşu, kendinle karıştırma. Orada çalışırken şahit olduğum durumlar hariç, benden sonraki yolsuzluk ve uzulsüzlükleride dosya dosya haber yaptım. Kimseye teslim olmadım, kimsede beni teslim alamaz. Hem ben, hem eşim işinde oldu. Biz öyle 2 kuruş verip ekranda şuna buna, böyle şöyle  salla denecek adam değiliz. Bana söyletemediklerini kime söylettiklerini sen biliyorsun be Mahir!..  Bizim hayatımızda karanlık nokta olmaz, ama karanlıkta ıslık çalanlara da eyvallah etmeyiz. 

Aysun Bay ile ilgili yazdığın yazıya gelince. Evet, günlerden Cuma günüydü. Ben senin Saray Mahallesindeki bürona geldim. Çayını içtim. Sana yazının içeriğinin kaldırılması konusunda tek kelime etmedim. Bunu defalarca benim de olduğum ortamda sen söyledin. Ben senden değil, bir başkasından bile hayatım boyunca haber kaldırılmasını istemedim. Haber yada yazının kaldırılmanı isteyende namerttir, alçaktır, şerefsiz, adidir, ama yalan söyleyende namerttir, şerefsizdir,  alçaktır.  O kadar.

Sen kimsin ki senden yazı kaldırmanı istiyeyim.

O günün gecesinde Aysun Bay beni arayarak, “Mahir'in yazdığı yazıyı sen yazdırmışsın, bunu Öznur ablam söyledi” diyence, o gece sana ulaştım ve Metin Kaya'nın bürosunda, seni ve  Aysun Bay'ı telefonla yüzleştirdim. Ortaada bir idida vardı, ben ikinizi yüzleştirdim. Orada en az 5-6 kişi vardı.  Sen, yazıyı kendin yazdığını söyledin, doğrusuda buydu ve ben oradan ayrıldım. O görüşmeden yaklaşık 1 saat sonrada Aysun Bay'ın beni yazının kaldırılması konusunda aradığında, “Ben senin tetikçin değilim, kimseden de yazı kaldırmıyorum, seninle çalışmıyorum, bu saat itibariylede istifa ediyorum” dedim.  2 gün sonra Pazartesi günü gidip özel işyalarımı alıp, istifa dilekçemi verdim. Senin gibi onlarca kişinin çalışmak istediği kurumdan ben istifa ettim. Eğer sizler gibi çıkarımı düşünseydim, orada kalırdım. 

Aysun Bay ile ilgili yazdığım hiç bir yazı şimdiye kadar yalanlanmadı, iddianame konusu yapılıp aleyhime bir tane dava açılmadı. 

Aysun bay, haberlerini yazdığım süreçte uğradığım saldırıya karışan 2 kişi şimdi çete ve cinayetten içerde. Şu sizin tek kelime yazamadığınız büyük çete operasyonunda içerde olan ve hakkında iddaname yazılanları kim besliyordu, onların derneklerini kim ziyaret ediyordu Mahir Efendi?  Çetelerin kullandığı derneğe Selahattin Gürkan'ı kim ziyarete götürüyordu? Malatya'da birileri siyasetten ve makamlardan çekilince Malatya'da çete operasyonları yapıldı, hemde dibine kadar girilerek. 

Bu şehirde sadece Selahattin Gürkan'ın belediye başkanlığı ile ilgili dönemde değil, ondan önceki tüm belediye başkanları ile ilgili bir usülsüzlük olmuşsa bu haber yapılmıştır, bundan sonrada yapılacaktır. Sen sonradan gazeteci olduğun için geçmişi bilmemen çok doğal. 

Eşimi yazmışsın. Doğrudur. Saklı, gizli, gizlenecek ve utanılacak bir durumumuz yok. Eğer, Aysun Bay ve boşandığı kocası ve perde arkasında Öznur Çalık, benim ve eşimin ekmeği ile oynamasaydı, biz kendi ekmeğimizle kavrulup gidiyorduk. Eşim Selahattin Gürkan'ın şirketinde işe alınmadı, bu memleketin evladı olarak bildiği ve yaptığı mesleğini yapıyor. Eşim, yüzlerce kişi gibi aynı gün, yüksek kadame ile direkte işe alınmadı, işkur üzerinden girdi. Bu konuda başımız dik, alnımız açık. Zaten benim açık alnımdan başka bir açıkta bulamazsınız. 

Ben, danışmanlığını yaptığım Aysun Bay'ın usulsüzlüğünü görünce istafa ettim, eşim Selahattin Gürkan döneminde işe girdi diye yapılan onca usülsüzlüğü görme mi diyorsun! Kusura bakmayın ben görürüm. Şu sıralar, üniversitelerdeki sahte belge ve diplomalar, tezler gündemde. Sana akıl verenlere bir sor bakalım, onlardan da  var mı? Sonra böyle bir şey vardı da niye ayıktırmadın deme?

Benim memleketim belli, ceddim belli, soyum belli. Soysuzlardan değilim. Malatyalıyım, kütüğüm Sivas-Kangal'da. Köyümüz Yamadağı'nda, Kangal sınırlarında kalmış. O birileri, “Sivas Kangalı” yazmış, hiç bir zaman  takılmadım.  O birileri ile muhabeti olandan da sen maaş alıyorsun Mahir Efendi!. O birileri sana da “PKK'lı” demişti, sana “terörist” demişti. Patronların için de neler neler demişti, hatırladın mı.  Seviyen olmadığı için bu kısmı düşünmemişsin. Senin ve yanındakilerin akıl dereceleri bu kadar işte. 

Sayın Şevket Keskin'in binası yoktur, 24 daireli bir apartmanda oturuyordu. 

Ben dosyacıyım, dosyaları severim. Dosya incelemeyi severim. Dosya takip etmeyi severim, Ama hırsızları sevmem. 

Ben sana yazı kaldırtmanı istemedim, ama sen ve ERTV, benim yolsuzluk haberimi niye yazdığımı, neden dosya takip ettiğimi kamuoyu önünde utanmadan sorguluyorsun, çıldırıyorsun. Çünkü ben gazeteciyim, sen belgeselcisin. Sen önce şu patronlarının belgeselini çek, sponsor bulamazsan ben sana sponsor olurum. 

Unutma; gazetecilik belgesel faturası kesmeye benzemez. 

Unutma; gazeteci dosya toplar, dosya bakar, dosya inceler. Bu gazeteciliğin gereğidir, gazeteciliğin sorumluluğudur.

Hatırlatma: yeni yeni dosyalar geliyor.  İşim bu, görevim bu, sorumluluğum bu. Bizim dosyalarımızı kimse e-mail atmıyor, o atılan e-mail dosyaları üzerindeki bilgileri “ben buldum, araştırdım, ele geçirdim” diye de yazmıyoruz. Bize e-mail üzerinden gönderilen bir belgeyi çöpe atmıştık, sonra bir baktıkki birisi “şok belgeleri ele geçirdim” diye yazdı. 

Gerçek: başkasına çamur atarken, ilk senin elin kirlenecektir.

 

 

NOT: Yazdıklarımın arkasındayım, sonu ölümde olsa. Öyle sağı solu arayıp kükremeyin. 

Yorum yazın

Yorum yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

1 yorum yapılmış

  • Necdet Akboğa (2 saat önce)
    Vay ki vay.. son zamanların en kallavi yazısı..yürek pahalı diye yemeyenler, Burhana gelsinler yürek ısmarlasın... kiralık çakallara bile eyvallah etmeyen Burhan yüreğinden öpsem sakıncası yoktur umarım...
    %86
    %14
    Yanıtla

Burhan KARADUMAN yazıları

Çok okunanlar