Aslan kesilip aslan payı dağıtan müdürler!..


Kamu kurumlarımızın kapılarında öyle müdürler var ki, onların "sultanlığı" ve "krallığı" dillere destan. Atanmak için adeta bir "kedi gibi gezerken", koltuğa oturduktan sonra nasıl da "aslan kesilip aslan payı dağıtan müdürler" çıkıyor karşımıza, hayretler içinde kalıyoruz.
Bazı insanlar vardır, atanana kadar kedi, koltuğa oturunca aslan kesilir. Önce “efendi”, sonra “efendim siz kimsiniz” moduna geçer. Bu insanlar ne ilktir ne de son olacaktır. Özellikle kamu kurumlarında...
Düşünün bir kez, bir kamu kurumunda iş yapılacak, kurallara uygun şekilde üç firmadan "kapalı zarf ile teklif alınır." İşte tam bu noktada, o müdürümüzün dehası devreye giriyor. Kimselere çaktırmadan, gayri resmi bir şekilde açar zarfları, bakar en düşük teklife. Sonra da telefonuna sarılıp, "doğru" firmayı arar: "İhalede en düşük teklif şu rakamdır, sen bundan daha düşük bir teklif zarfı ver, ihale senin olsun!"
Ne zekâ ama! Adam koşa koşa gelir, dördüncü firma olarak zarfını verir ve ihaleyi kapar. Sonuçta en düşük teklifi vermiştir, değil mi? İhale de ondadır. Peki, "Bu iş ahlaki mi midir, hukuka uygun mudur, kamu yararına mıdır bilmem." Açıkçası, bu soruları sormak bile fazla geliyor bu "yeni nesil" bürokrasi anlayışında. Benim bildiğim tek bir şey var: "Yaşasın müdür, yaşasın bürokrasi!"
Gerçekten de, "böyle yapa yapa kamu yararını düşünen müdürleri korumak lazım." Onlardaki bu eşsiz zeka, bu "akıl", insana şapka çıkarttırır cinsten. Malatya'da "hırsızlara laf söylenmediğini, üçkağıt yapanların korunduğu algısı varken" bu müdürleri kim tutar ki? Bu hızlarıyla maratona girseler, şampiyon olurlar, hem de açık ara!
Malatya’da ya da başka bir yerde…Kamu hizmetinde asıl ihtiyaç olan şey, “koltukla değişmeyen karakterdir.”