KISASTA HAYAT VAR
Eskiden diye başlanan sözün sonu genelde eskiye duyulan özlem ile alakalı olarak biter. Şu sıralar milletçe hepimizde geçmişe duyulan bir özlem söz konusu.
Bu özlem yaşadığımız olaylarla iyice pekişiyor ve geleceğe olan inancımız yerini endişe ve umutsuzluğa terk ediyor. Bir yandan siyasilerin sadece siyasi çıkar amaçlı yaptıkları eylem ve söylemler. Diğer yandan güzelim memleketin geldiği hal, uzayıp giden çözümsüzlükler, insanlarda ki karamsarlıklar bütün bunlar yetmezmiş gibi kendini bilmezlerin canice işlediği cinayetler. Nereye bu gidiş, daha ne yapmak istiyorsunuz.
Yöneticiler orman kanunlarının hüküm sürdüğü bu memlekette artık ne zaman adaleti tahsis edecekler. Son olarak İstanbul´da yabancı uyruklu bir yaratık okulda disiplini uyguladığı için okul müdürünü acımadan öldürdü. Şimdi sormak lazım bu yaratığın hangi savunması sizi tatmin edecek ki bir de ona avukat tahsis edileceksiniz kanunlar gereği. Avrupa´nın yıllarca bize empoze ettiği şu saçma sapan ceza vb. kanunların derhal milletimizin inanç, gelenek ve yaşam tarzına uygun hale gelecek şekilde güncellenmesi gerekiyor.
Hazır yine yeni Anayasa muhabbeti başlamışken bakalım kim milletten yana kim Avrupa´dan yana. Sokakların açık uyuşturucu pazarına döndüğü bu ülkeye bakalım ne kadar bir katkınız olacak. Gençlerimizi zehirleyenlere nasıl bir önlem alacaksınız. Değersizleştirdiğiniz milletimizin ana dinamiklerini (Öğretmen, Asker, Polis) nasıl tekrar eski kıymetli günlerine götüreceksiniz. Öğretmen ya öğretmen!!! Görevini yapan bir öğretmene kurşun sıkan bir nesil haline nasıl geldik. Belki failin yabancı uyruklu olması sığınacağınız bir bahane olacak ama artık yemezler. Sokaklar, ülke , gençler artık cinnet geçiriyor bunları görmemezlikten gelemezsiniz, gelseniz bile bu vebalden kurtulamayacaksınız.
Eskiden böyle miydik biz öğretmene, polise, askere saygı vardı. İnsanlar birbirini severdi, sayardı, yardım ederdi. Her şeyin daha iyiye gittiği yerde insanlık, adamlık neden tam tersi en kötüsüne doğru son sürat gidiyor. Herkesin yaptığı yanına kâr kalıyor. Verdiğiniz basit ve gülünç cezalarla bu işleri çözemeyeceğinizi anlamanız için daha kaç tane masumun canına kıyılması, kaç tane çocuğun yetim kalması gerekiyor. Teknolojinin bu kadar ilerlediği, suçlu ve suçsuzun 50 çeşit yöntemle ayırt edilebileceği bir dönemde biz neden hala 38 sabıkası olan suçluyu beslemek zorundayız. Suçludan, cemiyet düşmanlığı derecesine yükselmiş birini neden hala adam olur diye umut ediyoruz.
Yazık gerçekten yazık!!! Bu ülkeye, millete, gençlere, ailelere, çocuklara yazık oluyor. Artık herkese hak ettiğini veren bir düzeni bir sistemi ne zaman kuracağız. Ne zaman çocuklarımızın geleceği için umutvari olacağız. Bunu her zaman söylemişimdir, Rabbim ömür verdikçe de söylemeye devam edeceğim. Bir ülkede bir toplumda adaletten bahsetmek istiyorsak orda İDAM şart. Günümüz teknolojisi ile artık bir kişinin suçu işlediği sonucuna ulaşmanın bu kadar net olduğu bir dönemde. Küçük yaşta çocuklara istismarda bulunup öldüren sapıkları, keyfine taksici öldüren müptezelleri, görevini yerine getiren öğretmen, asker ve polisi şehit eden yaratıkları, gençleri uyuşturucu ve bilumum ahlaksız tuzaklara düşüren insanlıktan nasibini almamış orman çimenlerini, vatan hainlerini, bilmem kaç tane suç kaydı bulunan cemiyet düşmanlarını biz neden besleyelim, yada bunlardan ne bekleyelim daha KURULSUN DARAĞAÇLARI gelsin artık yeni düzen HAKLI, HAKSIZDAN ALSIN ARTIK HAKKINI.
