GİRİŞ-GELİŞME-SONUÇ

Öncelikle işlerimin yoğunluğu nedeniyle uzun süredir yazamamanın vermiş olduğu mahcubiyetle Merhaba arkadaşlar. Ülkemizin son sürat yeni bir düzene dahil edilmeye çalışıldığı bu süreçte, nihayet birilerinin beklediği olmazsa olmaz dedikleri lağım çukurundan ses geldi ve sözüm ona silah bırakıp fesih kararı aldılar. Yok kongre toplanmış, birileri karar almış falan filan, o da işin tiyatrosu ve akılları sıra resmiyet kazandırma çabası.
Dünya da hiçbir terör örgütü yoktur ki silahı bırakmamış olsun. Terör örgütleri de tıpkı edebi bir metin gibi Giriş, Gelişme ve Sonuç sıralaması ile hareket ederler. Yani meselenin özü zaten silah bırakacaklardı çünkü sonuç aldılar. Artık dağlarda dolaşmanın, hain pusular kurmanın, bebek, kadın, yaşlı, genç, asker, polis, öğretmen, imam, memur, korucu, köylü, çoban, işçi vs. vs. öldürmenin bir anlamı kalmadı. Bu sıralar barış çığırtkanlığı yapan zevatların asıl yüzünü ve icraatlarını unutturmaya çalıştığı bu hainleri sizi bilmem ama ben hiçbir zaman unutmayacağım ve unutturmamak için de çaba sarf edeceğim. Geçen hafta Şehir Mezarlığında ki Şehitliği ziyaret ettim, vay be dedim kendi kendime devletinin verdiği görevi yaparken Şehit olan bunca genç fidanımızın hesabı ne oldu şimdi müsebbipleri şimdi Sayın diye anılır oldu. Belki de yarın o ve avanesine hakaret edenlerin yargılanacağı bir ülke olabilir miyiz? Olursak şaşırmam çünkü gidişat onu gösteriyor. Hele de Semih ÖZBEY´in mezarını görünce iyice kahrettim. Hani şimdi hiç bahsedilmeyen Malatyalı Şehidimiz vardı ya yıllarca hainlerin tutsağı olmuş tam kurtarılacağı sırada yine hainler tarafından Şehit edilen Semih, ne olacak şimdi bunu yapanlarla helalleşip yolumuza mı gideceğiz. 1984 yılından bugüne tüm yaptıklarını unutacak mıyız yada hakkımız olmadan onlarla helalleşecek miyiz. Şimdi böyle konuşunca yafta hazır hemen sen acıtasyon yapıyorsun yada terör sevicisin falan. Hayır arkadaşım ne acıtasyon ne terör seviciliği Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı bir Kürt olarak şunu söylemeye çalışıyorum. Bu ülkede birilerinin dediği gibi bir Kürt meselesi yok hiçbir zamanda olmadı. Okulunu okuyan en üst düzeyde memur olabildi kimse ona sen şusun sen busun diye ayrım yapmadı. Parası olan ticaretini yaptı, holding kurdu, iş adamı oldu. Her ne hikmetse özellikle son yıllarda terör örgütünün bir Kürt hareketi olduğu ısrarı üzerinde çokça duruldu. Yöneticilerimizin basiretsizliği, tavizleri, belki de başka niyetleri neticesinde 90´ların sonuna doğru bitmek üzere olan örgüt yeniden canlandırılarak bugüne kadar getirildi. Bugün de sanki bizlere bir lütuf da bulunuyormuşçasına bir karar alıp silah bırakıyorlarmış. Bırakmasanız ne yapabilirsiniz ki bir araya geldiğiniz 1978 yılından bugüne kadar yapmadığınız kahpelik, hainlik kalmadığı halde neyi başarabildiniz ki bundan sonra neyi başarmayı umuyorsunuz. Devleti yönetenlerin sizlere tanıdığı iltimas ile geldiğiniz bu noktadan öteye size yol yok bunu unutmayın. Yarın bölgesel yönetim, özerklik gibi istek ve talepleriniz bugünden görünüyor. Siz ve size bu imkânları sunanlar Ülkemizin bölünmez bütünlüğünün ilelebet muhafaza edileceğini akıllarından hiç çıkarmasınlar. Irak´ta, Suriye´de gizli pazarlıklarla edindiğiniz konumu Türkiye´de ancak toprağın altında bulabilirsiniz oda leşinize ulaşılırsa. Bakıyorum şöyle etrafıma deli olmamak elde değil ulan pkk dan bahsediyorsunuz pkk dan hani şu yıllarca özellikle doğu illerimizde bu memleketin evlatlarını katleden pkk, sen neyin güzellemesini yapmaya çalışıyorsun bize. Sırrı nın ölümü bile herkesi birden sırrı sevici yaptınız. İsteyen unutabilir, isteyen kucaklayabilir, isteyen sevebilir, ama bu ülkede yaşayan akıl baliğ, ülkesini, vatanını seven hiç kimse onları unutmayacak, kucaklamayacak, sevmeyecek.
“Kahpenin yemini çalı dibine kadardır.” Sözünden yola çıkarak bu güruha karşı her zaman temkinli, tedbirli olmaya devam edeceğiz. Devleti yönetenlerinde çözüm süreci rezaletinden ders alarak süreci yönetmeleri temennimizle. Bu yazım hissiyat ağırlıklı olduğu için özellikle örgütün Giriş, Gelişme, Sonuç sıralamasına daha sonra değineceğim.