Asıl mesele: Gerçek tabloyu Ankara'ya anlatmak
Malatya kolay bir dönemden geçmiyor. Hem yıkım büyük, hem beklenti yüksek, hem de sabır taşı inceliyor. Ama bazen bir cümlenin bile kırılgan bir umudu toparlama gücü vardır.
Mesela Yeşilyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. İlhan Geçit’in şu sözleri:
“Son 1000 yılın afeti yaşandı. Malatya Hatay’dan sonra en fazla hasar alan ikinci il. Yeşilyurt ise Antakya’dan sonra en fazla etkilenen merkez ilçe.”
Sözün özü şu:
Bu şehir kolay yıkılmadı; kolay da toparlanmayacak.
Ama toparlanıyor. Hem de adım adım, dosdoğru, saklamadan, gizlemeden…
***
Geçit diyor ki:
“Malatya'nın hasar tablosu merkezi hükümete tam yansıtılamamıştı. Biz göreve geldiğimizde bunu gördük. Sanki 1-0 yenik başlamış gibiydik.”
Bu cümle önemlidir.
Bir şehrin deprem tablosu doğru aktarılmadıysa…
Onun adı hata falan değildir.
Bu, büyük bir eksikliktir.
Ama ne oldu?
Gereken yapılmış, masaya ne varsa konmuş, Ankara’ya gerçek fotoğraf gösterilmiş.
Gecikmiş midir?
Evet.
Ama geç kalınsa da nihayet doğru kapı çalınmıştır.
***
50 bin yapı hasar görmüş bir ilçeden söz ediyoruz
“Yeşilyurt’ta 50 bin yapı hasar gördü.”
Bu sadece bir sayı değildir…
Bu bir şehir hafızasıdır.
Bir mahallenin, bir sokağın, bir anının yerle bir olmasıdır.
Bugün yeni binalar yapılırken zemin etüdünden, kat sınırına kadar her detaya dönüp bakılıyorsa…
Demek ki ders alınmıştır.
Hangi cümle bunu daha iyi anlatır?
“Biz geldikten sonra yerinde dönüşümde zemin artı altı şartı getirdik. 14 katlı yapılara izin yok artık.”
Bu, kentin geleceğini ipotekten kurtaran bir karardır.
Desteklenir.
***
17–18 ay kaybedilmiş… Ama şimdi teker dönüyor
“Yerinde dönüşümde Malatya 15 ay kaybetti. Aslında 17-18 ay.”
İşte burası biraz acıdır.
İki belediyenin arasındaki iletişimsizlik yüzünden şehir zaman kaybetmiş.
Böyle büyük bir felaketin ardından 1 gün bile kıymetliyken…
Ama bugün?
“10 bini aşkın bağımsız bölüme ruhsat verildi. 4 bini daha yolda.”
Bu, doğruya dönüşün göstergesidir.
Mazeret değil, sonuç üretme dönemine geçildiğinin işaretidir.
***
Yeşilyurt hâlâ cazibe merkezi
Bir cümle daha:
“Yeşilyurt depremde en çok etkilenen ikinci merkez ilçe olmasına rağmen hâlâ cazibe merkezi.”
Evet.
Doğrudur.
Bütün hasara rağmen Yeşilyurt’un havası, kültürü, yerleşik yapısı, insan profili hâlâ güçlüdür.
Bunu ayakta tutmak kolay mı?
Değil.
Ama doğru adımlar atılırsa bu şehir yeniden eski günlerine döner.
***
Eskiden kimsenin yapmadığını yapmak: Yerinde Dönüşüm Ofisi
“Gelen vatandaş, bu kapıdan şu kapıya gezmesin diye Yerinde Dönüşüm Ofisi kurduk.”
Devlet ciddiyeti işte böyle olur.
Vatandaşa muhatap göstermek, süreç yönetimini tek elden yürütmek…
Basit gibi duran ama şehirlerin kaderini değiştiren hamlelerdir.
***
Vizyon projeler: Bisiklet yolları ve Tecde Kanalı
Bugün şehirler sadece binalarla değil, yaşama kültürüyle ayağa kalkıyor.
“Beylerderesi Bisiklet ve Yürüyüş Yolu’nun yarısı yıl sonunda bitiyor. Tamamı 2027 yazında.”
“Tecde Kanal Projesi’nde bisiklet yolu, yürüyüş yolu ve dinlenme alanları olacak.”
Şehir nefes alacaksa böyle alır.
Gelecek böyle kurulur.
***
Başkan Geçit şöyle diyor:
“Bize güvensinler, Malatya’nın da sahibi var. Umutsuzluğa kapılmasınlar. Kesinlikle aşacağız.”
Bu cümle önemlidir.
Bu şehir çok acı gördü ama pes etmedi.
Bugün de pes etmeyecek.
Malatya’nın sahibi vardır.
Devlet de sahadadır, belediye de…
Eksikler vardır, olacaktır, düzelecektir.
Yeter ki aynı fotoğrafa bakalım, aynı masada oturalım, aynı şehirde nefes aldığımızı unutmayalım.
***
Benim kanaatim şudur:
Malatya’nın tekeri yavaş da olsa dönmeye başlamıştır.
Bu şehir yeniden yükselecektir.
Yeter ki biz de elimizi taşın altına koymayı bilelim.

































