Sandık başında iki can gitti… Adalet nerede?


Seçim…
Demokrasi şöleni diye anlatırız. Millet iradesi, oy pusulası, sandık, müşahit…
Ama 2019’un Pütürge’sinde sandık başında iki genç kardeş can verdi. Hasan Aktaş… İlyas Aktaş…
Neden?
“Yaşlı bir çift oy kabinine birlikte girdi diye itiraz ettiler” diye.
Bunun adı cinayet.
Mahkeme kuruldu. Kararlar verildi.
Müebbet cezaları çıktı.
Sonra?
“Tanıklar dinlenmedi, adil yargılama ihlali” gerekçesiyle kararlar bozuldu.
Sanıklar salıverildi.
Tutuklu kimse kalmadı.
Baba Hacı Sülük? Cumhurbaşkanı affıyla tahliye.
Kardeş, yeğenler? Temmuz’da dışarı çıktılar.
Firar eden zaten yok ortada.
Saadet Partisi’nin bugünkü il başkanı Avukat Hamza Paşahan ne diyor?
“İki sandık görevlisinin hunharca katledilmesi olayı sıradan bir dosya gibi görülüp sanıkların tahliye edilmesi adalete olan güveni zedelemiştir.”
Dönemin il başkanı Mustafa Canbay ne diyor?
“Her bir rahmetlinin üzerinden 30-40 mermi çıktı. Bu kadar hunharca öldürülen iki insanın katilleri bugün serbest. Elini kolunu sallaya sallaya dolaşıyorlar.”
Yedi yıl…
Tam yedi yıldır bu dava sürüyor.
Sanıklar dışarıda.
Aile isyanda.
Avukat Yazıcı diyor ki: “Geç gelen adalet, adalet değildir.”
Haklı.
Bunu yazmak için hukuk profesörü olmaya gerek yok.
Ben size söyleyeyim:
Bu işin sonunda ya adalet tecelli edecek…
Ya da “adalet” denilen kavramın içi iyice boşalacak.
Sandık başında öldürülen Hasan ile İlyas’ın ruhu huzur bulmayacak.
Toplumun vicdanı hiç rahat etmeyecek.
Sözün özü:
Bu dava artık bir hukuk dosyası değil…
Bu dava, adaletin terazisinin testidir.