Yazık değil mi Zeynep'e?


11 yaşında bir kız çocuğu. Adı: Zeynep Çelikdemir.
Halsizlik şikâyetiyle hastaneye götürülüyor.
Tahlil yapılıyor. Kan şekeri 384 çıkıyor.
Ve sonra?..
“Taburcu.”
Evet, yanlış duymadınız. Taburcu!
Ertesi gün aynı çocuk, koma halinde başka bir hastaneye kaldırılıyor.
Yoğun bakıma alınıyor. Kalbi iki kez duruyor.
18.30’da hayatını kaybediyor.
Peki ne diyor babası Serdal Çelikdemir?
“Kan tahlilinden sonra sonuçlar çıkmadan ilaç verildi. Sonra grip teşhisi koydular, reçete yazıp taburcu ettiler.”
Peki üç doktorun imzasıyla tutulan tutanakta ne yazıyor?
“Hastanın glukozu 384, kan gazı 6.9. Diyabetik ketoasidozda olduğu görülmektedir. Hasta bu haliyle taburcu edilmiş olup tarafımıza ağır koma halinde getirildi.”
Soru şu:
Bu nasıl bir taburcu kararıdır?
Bu nasıl bir muayenedir?
Bu nasıl bir “acil servis”tir?
Bir çocuğun kan şekeri 380’in üzerindeyken, “git, evinde dinlen” denebilir mi?
Sonra bir doktor daha çıkıyor, aileye diyor ki:
“Burada Battalgazi Devlet Hastanesinin ihmali var. İnsülin tedavisi için yatış yapılması gerekirken taburcu edilmiştir.”
Bakın, bu lafı ben söylemiyorum.
Babası söylemiyor.
Avukat söylemiyor.
Bir doktor söylüyor!
O zaman mesele çok açık değil mi?
11 yaşında bir kız, ihmalin kurbanı oluyor.
Bir hastanenin kapısından sağ giriyor, diğer hastanenin kapısından cansız çıkıyor.
Şimdi diyecekler ki:
“Adli süreç devam ediyor.”
“Savcılık inceleyecek.”
“Raporlar bekleniyor.”
Evet, hukuki süreç elbette işleyecek.
Ama ortada koskoca bir gerçek var:
Bir çocuk öldü!
Bu ülkede nice davalar, nice dosyalar gördük.
Ama şu tablo insanın yüreğini sızlatıyor:
— Tahlil sonucu 384 çıkmış.
— Hâlâ “grip” denmiş.
— Çocuğa serum verilmiş.
— Taburcu edilmiş.
Sonuç: Tabut!
Yazık değil mi bu memlekete?
Yazık değil mi bu insanlara?
Yazık değil mi Zeynep’e?
“İhmal yok” diyenlere soruyorum:
Peki bu ne?
Bir baba kızını toprağa verirken,
Bir anne sabahlara kadar ağlarken,
Bir savcı dosya açarken,
Üç doktor imza atarken…
Bunun adı ne?
Ben size söyleyeyim.
Bunun adı ihmaldir.
Bunun adı vurdumduymazlıktır.
Bunun adı vicdansızlıktır.
Ve bu ülkede insanlar hastaneye güvenemezse,
Hastaneler de insan canını koruyamazsa,
O zaman biz neye güveneceğiz?