YABANCI DİLLERİN ESARETİNDEKİ TÜRKÇE
Dil, bir milleti var eden temel değerlerin ilk sırasında gelir. Türk Dil Kurumuna göre Türkçede kullanılan kelime sayısı 111.027'dir. Bunun 14.371 kelimesi yabancı kökenlidir. Türkçe dilinin kendine has kuralları vardır. Milli Eğitim Bakanlığının yaptığı bir araştırmaya göre, bir insan günlük hayatında 1.000 ila 3.000 kelime arasında konuşur.
Türkçede kullanılan 14.371 yabancı kelimenin 6.467'si Arapça, 5.253'ü Fransızca, 1.359'u Farsça, 485'i İngilizce, 400'ü Rumca, 98'i Almanca, 89'u İtalyanca, 48'i Yunanca, 44'ü Rusça olup, geri kalan 138 kelime ise diğer dillerden alınmıştır. Bir kelime, günlük konuşmalarda dağdaki çobandan Cumhurbaşkanına kadar kullanılıyorsa o kelime Türkçeleşmiş demektir. Türk milletinin konuştuğu dil olan Türkçe, her dönemde yabancı dillerin esaretinde kalmasına rağmen günümüzde dünyada en çok konuşulan diller arasında beşinci sıradaki yerini muhafaza etmektedir.
Türkçe, Selçuklular döneminde Farsçanın tahakkümü altında kalmış, Osmanlı Devleti döneminde ise Arapçanın esaretinde olmuştur. 1800'lerden sonra Osmanlı Devleti'ne Fransızca kelimeler girmiştir. Cumhuriyet döneminde ise İngilizce ve diğer Avrupa dilleri Türkçeye hükmetmiştir. Atatürk döneminde iyi niyetle kurulan Türk Dil Kurumu, kısa bir süre sonra Türk dilini bozma kurumu haline gelmiştir.
Günümüzde Türkçeye ihanet edilmekte, Türkçe kelimelerin yerine yabancı kelimeleri kullanmayı ileri bir medeniyet göstergesi olarak gördüklerinden dolayı her gün yeni bir yabancı kelimeyi Türkçeye sokmak için mücadele edilmektedir. İş yerlerinin tabelalarına bakıldığında bu üklenin Türkiye değil de bir Avrupa ülkesi gibi göründüğü, bütün iş yeri tabelalarının yabancı isimlerle yazıldığı görülmektedir.
Ne yazık ki günümüzde edebi, teknik ve günlük konuşmalarda binlerce yabancı kelime kullanılmaktadır. 1800'den önce Türkçeye giren kelimeler genellikle dini, edebi ve idari kelimelerdir. 1800'lerden sonra ise tıp, teknoloji, spor ve özenti kaynaklı kelimeler dılimize yerleşmiştir. Cumhuriyet öncesi okulların yaygın olmaması sebebiyle yabancı kelimeler halka sirayet etmemiştir. Örneğin, 1800'lerde divan edebiyatında yazılan bir şiiri Anadolu'daki bir vatandaş anlayamazken, 1200'lerde yaşamış Yunus Emre'nin şiirleri Türk milleti tarafından rahatlıkla anlaşılmaktadır.
Günümüzde yabancı kelimelerin Türkçeyi esir almasının başlıca nedenleri medya, gazeteler, televizyon, radyo, kitaplar ve okullardır. Bu yabancı kelimelerin içinde Türkçeleşmiş kelimelere karışmadan, diğer yabancı kelimelerin yerine Türkçe karşılıkları bulunup halkın hizmetine sunulmalıdır.
Devleti idare edenler, Türk Dil Kurumu aracılığıyla Türkçeye hâkim ilim adamlarını görevlendirerek bu konuya acilen el atmalıdır. Yetkili birimler, yabancı kelimelerin Türkçede gereksiz yere kullanılmasının önüne geçmelidir. Devleti idare eden bütün yetkililerin Türkçe konusunda hassas olması şarttır.
Bir Türk milliyetçisi olarak yabancı dillerin Türkçeye tahakküm etmesini kabullenemiyorum. Okullarda yabancı dilin mecburi ders olması ve bazı okullarda yabancı dille eğitim verilmesi kanıma dokunuyor. Çünkü sömürge olan ülkelerde okullarda yabancı dil mecburiyeti vardır. Avrupa ve diğer ileri ülkelerde ilk ve ortaokullarda yabancı dil mecburiyeti yoktur. Yabancı dil seçmeli olup isteyen öğrenciler tercih ettikleri yabancı dili öğrenirler. Akademik eğitim almak isteyenler ise bir veya birden fazla yabancı dil öğrenmek zorundadır.
Yabancı kelimelerin Türkçede kullanımını sınırlandırmak için acilen Karamanoğlu Mehmet Bey gibi bir devlet yetkilisinin bu konuya el atması gerekmektedir.