SON DAKİKA
Reklam
Reklam

İkinci Çözüm Süreci Rezaleti

A- A+

Türk tiyatrosunun temelini oluşturan Hacivat ile Karagöz oyununu bilmeyen ya da seyretmeyen kimse yoktur. Hacivat ile Karagöz, tahtadan yapılmış; elleri, ayakları ve başı sabit olmayıp iplere bağlı kuklalardır. Bu uzuvlar, görünmeyen bir kişi tarafından, ipleri elinde tutanın konuşma stiline göre hareket ettirilir. Burada Karagöz rolündeki kukla, her şeyi ters anlayan, kavgacı ve saldırgan birini canlandırırken; Hacivat rolündeki kukla ise anlayışlı, doğru söz söyleyen birini temsil eder. İki ayrı ses tonu ile iki farklı karakter gibi görünen bu kuklaları perde arkasında aslında tek bir kişi yönetir.

Devlet Bahçeli’nin terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ı masum birisi gibi lanse ederek Meclis’e çağırıp terörü sonlandırmasını talep etmesi, bana “Türk devleti, terör örgütleri karşısında aciz kaldı, senin ocağına düştük, bu beladan ancak sen bizi kurtarırsın” demek gibi geldi.

Hâlbuki Karagöz ve Hacivat misalinde olduğu gibi, terör örgütlerinin iplerinin başta Amerika ve diğer emperyalist güçlerin ellerinde olduğunu; emperyalist güçlerin kendi çıkarlarına göre ipleri oynatıp terör örgütlerini hareket ettirdiğini tüm vatandaşlar bilmektedir. Ne yazık ki Türkiye’yi idare eden iktidar ve ortağının, bunun bilincinde olmadığı görülmüştür.

Birinci çözüm süreci sırasında, iktidar terör örgütüne akla hayale gelmez tavizler vermesine rağmen, terör örgütünü memnun edememiştir. Sınırda kurulan çadır mahkemesi rezaletini mi dersiniz, terör örgütünün Güneydoğu bölgesinde vergi toplamasına göz yumulmasını mı, ya da silahlı grupların karakollar önünde resmigeçit yapmasına izin verilmesini mi? 2000’li yılların başında zayıflamış olan örgütün, çözüm süreci içinde köylerde ve ilçelerde davul zurna eşliğinde militan toplamasına bile göz yumulmuştur.

Çözüm sürecinde, iki bin civarında asker, polis ve sivil vatandaş şehit edilmesine rağmen, iktidarın verdiği tavizlere karşın, terör örgütünü yöneten emperyalist güçler bu süreçten memnun kalmamıştır. Bu nedenle, çözüm süreci de bir rezalet olarak tarihe geçmiştir.

Peki, emperyalist güçlerin piyonu olan PKK’nın arzusu nedir? Nasıl memnun edilebilir? PKK’ya şehirleri teslim etseniz bile memnun edemezsiniz. Çünkü emperyalist güçlerin nihai hedefi, Türk milletini ve Türkiye Cumhuriyeti’ni Anadolu’dan ilelebet uzaklaştırmaktır.

İktidar ve ortağının, terör örgütünün lideri Abdullah Öcalan’ın ocağına düşme fikri, bana Osmanlı Padişahı Sultan Vahdettin ve Damat Ferit Paşa’nın İngilizlere teslim olma fikrini hatırlatıyor. O dönemde, “İngilizlere teslim olalım; tahtımız elimizden alınmaz, bize yetecek kadar toprak bırakılır” düşüncesi nasıl bir yanılgıysa, bugün yaşananlar da aynı yanılgının bir benzeridir.

Yorum yazın

Yorum yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Mustafa ÇOLAKOĞLU yazıları

Çok okunanlar