SON DAKİKA
Reklam

MUHSİN YAZICIOĞLU

A- A+

 

Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun şehit edilmesinin 16’ncı yılı. 25 Mart 2009 yılında, Kahramanmaraş’ın Göksun ilçesinin Keş Dağı’nda, bindiği helikoptere düzenlenen suikast sonucu kendisiyle birlikte beş kişi daha şehit olmuştur.

Türk milletinin yetiştirdiği ender liderlerden biri olan Muhsin Yazıcıoğlu, bir suikast sonucu katledilmiştir. Bu suikast, Türk devletinin kadim dış düşmanları ile iş birliği yapan FETÖ’cü yardakçılar tarafından planlanarak gerçekleştirilmiştir. Bu menfur suikasta kaza süsü verilerek bazı insanlar kandırılmışsa da aklıselim kişiler, bunun bir kaza değil suikast olduğunun bilincindedir. Ancak hiçbir şey ispatlanamamaktadır. Çünkü derin devlet, suikastın ilk gününden itibaren bir taraftan delilleri yok ederken diğer taraftan da timsah gözyaşları döküp, Muhsin Bey ve diğer arkadaşlarının kaza sonucu şehit olduğuna ikna etmek için çaba sarf etmiştir. Bu rezalete BBP yetkilileri ikna olmuşsa da kadim Türk vatandaşları inanmamıştır.

Şehitler serdarı Muhsin Yazıcıoğlu’nun şehit edilmesinin arkasında, dış güçler ve gözle görülmese de herkesin bildiği derin devletin iş birliği vardır. Ne yazık ki bu cinayetin üstü kapatılmak istenmektedir. 21. yüzyılda, yerdeki karıncaları bile sayabilecek teknik imkânlara sahip olan devletimiz, Muhsin Bey’in cenazesine ancak üç gün sonra, bölge halkının yardımıyla ulaşabilmiş, dördüncü gün ise kaza yerinden alınabilmiştir.

Kanunlarımıza göre, bir meczubun cenazesi bile Cumhuriyet savcısı ve doktor görmeden, olay yeri tutanağı tutulmadan kaldırılamazken, Türk milletinin lideri Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşlarının cenazesinin yanına Cumhuriyet savcısı ve doktor gitmemiş, olay yeri tutanağı dahi tutulmadan cenazeler kaldırılmıştır.

Türk havacılık sistemine göre, Türkiye sınırları içinde uçan tüm hava araçları saniye saniye kayıt altına alınırken, Muhsin Bey’in şehit edildiği 4,5 dakikalık sürede radar kayıtlarının karartıldığı ortaya çıkmıştır. Daha sonraki yıllarda, Muhsin Bey’in şehit olduğu dakikalarda iki uçağın helikopterin üzerinde uçarak onu düşürdüğü ispat edilmiş ve ardından bir helikopterin de kaza yerine indiği tespit edilmiştir.

Bu olayda 13 kişi çeşitli cezalar almış olmasına rağmen, suikastın emrini veren kimdir? O uçakları kullanan pilotlar kimlerdir? Kaza yerine inen helikopterin pilotu ve içindeki kişiler kimlerdir? Bütün bunlar sır olarak saklanmaktadır.

Dava dosyası yaklaşık iki yüz klasörden oluştuğu için, görevli mahkemelerdeki savcılar ve yargıçlar dosyalara tam hâkim olamadan yerleri değiştirilmekte ve yeni görevliler atanmaktadır. Bugün hâlâ bu dava ne yazık ki neticelenmemiştir.

Gözümüzle göremediğimiz ama hissettiğimiz hâkim bir güç, bu davayı sürüncemede bırakarak, Rahmetli Muhsin Bey ve arkadaşlarının şehit olduğu bu suikastı unutturarak tarihe gömmek istiyor. Eğer Muhsin Bey ve arkadaşlarının uğradığı bu suikastın failleri ortaya çıkarılmazsa, suikast döneminde iktidarda olup hâlâ günümüzde de iktidarda bulunan AK Parti büyük bir zan altında kalacaktır.

Yorum yazın

Yorum yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Mustafa ÇOLAKOĞLU yazıları

Çok okunanlar