İLAHİYATÇILAR
Rahmetli Osman Yüksel Serdengeçti, çok nüktedan biri imiş. Bir sohbetinde demiş ki, “Çekmedim nasırımdan, iki İsmet’ten çektiğim kadar, biri hürriyetimde biri de zürriyetimde etti beni” demiş. Buradaki İsmetlerden birisi kendi eşi, diğeri de İsmet İnönü’dür.
Günümüzdeki nesilde, siyasetçilerden ve İlahiyatçılardan çektiklerini, Rum, Ermeni, Rus, İngiliz ve Amerikalılardan çekmemiştir. Siyasetçilerimiz yani iktidar ve muhalefet partinin milletvekilleri yalnız şahsi çıkarları için el ve söz birliği yaparak bir araya gelebiliyorlar. Devletin iç ve dış meselelerinde, iktidar partisinin beyaz dediği ne, muhalefet siya der, muhalefetin beyaz dediğine ise iktidar siyah dediği için vatandaş kimin doğru söylediğini bilemediğinden dolayı siyasetçilerin sözüne şüpheyle bakarlar.
Toplum içinde güven bakımında ikinci sırada da ilahiyatçılar gelir. Türkiye’de İlahiyat Fakültelerinde toplam kaç tane ilahiyatçı profesör var bilmiyorum. Yalnız biz televizyonlara çıkan yani medyatik olan profesörleri görüp tanıyoruz, hiçbir hoca diğer bir hocanın dediklerini tasvip edecek bir konuşma yapmıyor. Bazı hocalar hadis ve sünnetleri tamamen İslam dışı kabul ediyorlar, bazı hocalar, “bir hadisi kabul etmeyenin inancında şüphe edilir” diyor, bazı hocalar çok zayıf veya uydurma hadis olduğu gün gibi aşikar olan bazı hadislerle şahsi çıkar peşinde koşmaya çalışıyorlar. Bazı hocalar, “Kuran-ı Kerim’in içindeki ayetlerin dışında, hiç bir şeye inanmayın” diyor. Bazı hocalar, “Hadis ve sünnetler olmasa İslam dini tam anlaşılmaz” diyorlar.
Hangisine inanacağımıza şaştık kaldık, inancı zayıf olan ailelerden yetişen yeni nesil bu profesörlerin konuşmalarını duyunca rahatlık la ateist veya deist oluyorlar. Dün dinlediğim bir ilahiyatçı da, “Namazın sonundaki oturuşta Ettehiyyatü duasını okuyanın namazı kabul olmaz” diyerek, İmam Azamın, İmam Şafi’nin, İmam Ahmet’in, İmam Maliki’nin kısacası ehli sünnet mezhep imanların üstünde bir ilime sahip olduğunu ima etmiştir.
Şahsım olarak derimki, benim dini bir ilmim yoktur, ama imanımda şek ve şüphem de yoktur elhamdülillah. Naçizane sizlere tavsiyem siz siz olun dininizi İlahiyatçı profesörlerden öğrenmeye çalışmayın. Çünkü bu profesörler genelde din ilimlerini, ya Mısır yada Arabistan’da tahsil etmişlerdir, bazıları da toplumda medyatik olmak için herhangi bir kitapta bir cümle bulup onu cımbızla çekip çıkarıp milletin gözüne dayatmaktan hiçbir beis görmemektedirler.
