9 Mart 1971

9 Mart 1971 gecesi, Türkiye Cumhuriyeti'nin en karanlık gecelerinden biri olmasına rağmen, basın ve medya tarafından her türlü tedbir alındığı için günümüzde 9 Mart rezaletini hatırlayan neredeyse yok. Peki, o gece ne oldu? Bu gecenin özelliği nedir?
Bu gecenin özelliği, düğmeye basılmaktan son anda vazgeçilmiş bir komünist ihtilal girişimi olmasıdır. Bu ihtilalin en önemli yanı ise, organizasyonun sivil isimler tarafından planlanmasına rağmen, darbenin askeri güçlerle gerçekleştirilmek istenmesidir. Asker-sivil ortaklığıyla yapılması planlanan bu komünist ihtilal başarılı olsaydı, sivil kanadın lideri Doğan Avcıoğlu başbakan olacaktı. Başbakan yardımcısı Hasan Cemal, gençlikten sorumlu bakan Uğur Mumcu, hükümet sözcüsü Altan Öymen, milli eğitim bakanı Fakir Baykurt, dışişleri bakanı Mümtaz Sosyal, MİT başkanı İlhami Sosyal, İstanbul bölge valisi ise İlhan Selçuk olacaktı. Diğer bakanlıklar ise daha sonra belirlenecekti.
Kurulacak ihtilal hükümetinin anayasası ve bakanlar kurulu listesi hazırlanarak, darbe yapacak askeri komuta kademesine teslim edilmişti. Askeri kanadı organize eden kişi, 1960 darbesinin gerçek lideri olan emekli Korgeneral Cemal Madanoğlu idi. Madanoğlu, 1960 darbesinde beklentilerini karşılayamayınca, ikinci bir ihtilal girişimine yönelerek Türk ordusu içinde Celil Gürkan başkanlığında Milli Demokratik Devrim Örgütü’nü kurdurdu. Askeriye içinde Marksist eğilimli subaylar bu örgüte katılıp ihtilalin gerçekleşmesi için çalışmaya başladılar.
Ancak ihtilalin liderliğini üstlenecek olan Kara Kuvvetleri Komutanı Faruk Gürler ve Hava Kuvvetleri Komutanı Muhsin Batur, son anda darbe girişimine liderlik yapmaktan vazgeçince, komünist ihtilal gerçekleşmedi.
Darbeyi Kim Engelledi?
Milli Demokratik Devrim adı altında bir grup subayın darbe yapacağı ortaya çıkınca, 1. Ordu Komutanı Faik Türün, Kara Kuvvetleri ve Hava Kuvvetleri komutanlarını açıkça uyardı. Türün, “Eğer darbe yapılırsa, meclisi İstanbul’a taşıyıp alınacak karara göre Ankara’ya yürüyeceğiz. Çıkacak iç savaşın sorumlusu siz olacaksınız,” diyerek tehdit etti. Bunun üzerine Faruk Gürler geri adım atarak, "Bu ihtilale katılmıyorum," dedi. Hava Kuvvetleri Komutanı Muhsin Batur da ihtilal liderliğinden çekildi.
Genelkurmay Başkanlığı, 10 Mart 1971’de genişletilmiş bir komuta konseyi toplantısı düzenledi. 1. Ordu Komutanı Faik Türün, ihtilal yanlısı subayların ailesine zarar vermesinden endişe ettiği için ailesini akrabalarının yanında saklamak zorunda kaldı. On saat süren toplantı boyunca, ihtilal karşıtı komutanlar, başta Genelkurmay Başkanlığı olmak üzere önemli noktaları gözetim altında tuttu.
Toplantı sonucunda, Celil Gürkan başkanlığında kurulan Milli Demokratik Devrim Komitesi’nin tüm üyeleri askerlikten resmen emekli edildi. 12 Mart 1971’de ise Adalet Partisi hükümetine askeri muhtıra verildi ve hükümet istifa etmek zorunda kaldı.
Hasan Cemal’in Hatıraları: Sabaha Kadar Bekledik
Hasan Cemal, Kimse Kızmasın, Kendimi Yazdım adlı kitabında bu geceye dair anılarını şu sözlerle anlatır:
"9 Mart gecesi gözlerimiz Kara Kuvvetleri Komutanlığı merkezindeydi, kulaklarımız ise radyoda okunacak bildiriyi bekliyordu. Sabaha kadar ışıklar sönmemesine rağmen herhangi bir hareket olmayınca büyük bir hayal kırıklığıyla evlerimize çekildik."
Hasan Cemal’in anlattığına göre o gece Ankara ve İstanbul’da, THKO ve THKP-C militanları askeri elbiseler giydirilip silahlandırılmıştı. İhtilalin gerçekleşmesi durumunda, beş kişilik gruplar halinde belirlenen polis karakollarını basarak polisi etkisiz hale getirmeleri planlanmıştı.
Ali Kırca ve Devrim Bildirisi
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda görevli ve Milli Demokratik Devrim Komitesi üyesi olan Ali Kırca, darbe hazırlıkları kapsamında 39 subayın imzaladığı bir bildiri hazırlamıştı. Bildirinin son cümlesi, "Mustafa Kemal devrimi bitmiş, ama devrimler bitmez." şeklindeydi.
Günümüzde unutulmuş olan 9 Mart 1971 gecesi, asker ve sivillerin ortak olduğu bir komünist ihtilali engelleyen 1. Ordu Komutanı Faik Türün ve Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmaç sayesinde Türkiye büyük bir felaketin eşiğinden döndü. Bu millet, onların cesaretine ve kararlılığına şükran borçludur.