SON DAKİKA
Sertif PARLAK

Oku, insaf et ama israf etme ...(1)

Oku, insaf et ama israf etme ...(1)
A- A+

“Oku” emri, sadece zahir anlamda bir okuma emri değildir. Esasen kalbin manevî terbiye, tezkiye ve tasfiye neticesinde kitap ve hikmetin mânâ ve işaretlerini alıcı hâle gelmesidir.

 

BEŞERÎ kabiliyetimiz ve Yaratan’ın emrine göre akletmemizin sırrına binaen dünyevî bazı meseleleri gönül dostlarımızın bilgilerine sunmak boynumuza borç kılınmıştır. Umulur ki bazı naslardan hisseyâb olur, nakisaların telâfisinin çareleri aranır. Yine umarız ki, bu arz-ı hâlimizi devletlu olanlar kâle alırlar da istikbâle dair ve medeniyet tasavvurumuzun inşâsında bencileyin dahlimiz olur.

Dua, temenni ve hicran kabilindeki birkaç meseleyi bir yazı münderecatı içinde sunmanın ağırlığının farkındayım. Affınıza sığınırım, her türlü kusur şahsımıza aittir, gönülleri incitmek haddimize değildir.

Beşer olmanın icabı, Allah’a karşı kulluk etmenin şartı, “emr-i bi’l-ma’rûf ve nehy-i ani’l-münker” (Âl-i İmran, 104; Tevbe, 112; Hûd, 116) şeklindeki köklü ifadedir ve dinî literatürde “insanlara iyiliği emretmek ve insanları kötülükten men etmek vazifesi” anlamıyla şuurumuzda yer bulur. Buna mükellefiz.

Birinci arz edeceğimiz mevzu, medeniyet tasavvurumuzun mimarları olan/olacak yeni nesillerimizin tahsil ve terbiyeleri ile alâkalı olacak. Diğer konu, mazi ile ati arasındaki zaman tünelinde olan güzellikler ile daha sonra bütün beşeriyeti alâkadar eden insafın zıddı israfın ürkütücü veçhesini ilgilendiriyor.  

11 Eylül 2023 Pazartesi günü milyonlarca yavrumuz 2023-2024 Eğitim ve Öğretim Yılı’na başladılar. Dualarımız, yavrularımızın beden ve ruh sağlıklarının her türlü menfi hâdiseden uzak olmasıdır. Analara ve babalara ve de unutturulmaya çalışılan dede ve ninelere göz aydınlığı diliyorum.

Kur’ân-ı Kerim, imtihan için var edilmiş hayatın bir hülâsasını verir. İnsanın niçin dünyaya geldiğini beyan eder. “Okumak” için yaratıldığımızı ve bu okumanın “Yaratan Rab” adına olması gerektiğini öğretir. Derin bir tefekkürle anlaşılmaya çalışıldığında, Cenab-ı Hakk’ın “Oku!” emrinin şümûlünün son derece geniş olduğu görülür:

“Oku! Allah adıyla oku! Yaratan Rabbinin adıyla oku! İnsanı bir damlacık sudan, rahme tutunan yapışkan bir maddeden yaratan fakat ona her şeyi okumak, aydınlatmak, anlamak ve anladığını yaşayıp yaşatmak imkânını veren Yüce Rabbin adıyla oku! İnsana okumak nimetini ihsan ile en büyük lûtfu gösteren Allah’ın adıyla oku! Allah’ın adıyla okunabilecek her şeyi oku! Allah’ın kitabını oku! Allah’ın ayetlerini oku! Kâinat kitabını oku! Doğru yolu bulmak ve sapıklıktan uzaklaşmak için oku! İmanını kemâle erdirmek için oku! Öğrenmek için oku! Rabbine yaklaşmak için oku! Sebeplere bakarak o sebepleri Yaratanı oku! Esere bakarak İlâhî Müessiri oku! Sanata bakarak Sanatkârı oku! Kudret kaleminin bu âleme çizdiği her satırı oku! İnsana bilmediğini öğreten Allah’ın adıyla oku!”

Bu izahtan anlaşıldığı üzere “Oku” emri, sadece zahir anlamda bir okuma emri değildir. Esasen kalbin manevî terbiye, tezkiye ve tasfiye neticesinde kitap ve hikmetin mânâ ve işaretlerini alıcı hâle gelmesidir. Tecellilerin yansıma mahalli olan kalple her şeyi okuyabilmek kastedilmektedir. Yani kâinatın bir kitap hâline gelmesi, kalbin kâinat sayfalarını çevirip hikmetleri ve İlâhî sırları okuyabilmesidir. Hâsılı, insanın kâinatı, kendini, Kur’ân-ı Kerim’i okuması, anlaması ve yaşamasıdır.

Marifetli kişilerin riyasetinde maarif (eğitim-öğretim) olmalıdır. Muallim ve muallimelerin rol modeli Hazreti Peygamber’in (sav) biricik görevi, Allah’tan aldığı mesajları insanlara tebliğ etmektir. O, bu tebliğ görevini bir eğitim-öğretim görevi olarak algıladı ve yerine getirdi. Yani O, “Mübelliğ Peygamber”, “Muallim Peygamber” olarak görev ifa etti. Bu görevini son derece iyi bir biçimde, başarıyla gerçekleştirdi.

Bu başarının çok iyi tahlil edilmesi, sebeplerinin belirlenmesi gerekir. Yoksa o başarıyı iyi okuyamaz ve doğru anlamlandıramayız. Bu da o başarıdan ders alma imkânını ortadan kaldırır.

Muallim Peygamber, her şeyden önce insana en büyük değeri veriyordu. Onun gözünde insanın bambaşka bir yeri vardı. Yaratıkların en şereflisinin insan olduğuna inanıyordu.

Kâinat her şeyiyle insan içindir, ona hizmet için yaratılmıştır. Kısacası Devlet aklının riyasetiyle Millî Eğitim Bakanlığı, müellimlerin (acı ve elem veren, acıtan, ağrıtan şey/kimse) yavrularımızı zehirlemelerine müsaade etmemelidir. Yavrularımızı en büyük Mübelliğ olan “Muallim Peygamber” yolunun yolcuları olan muallim ve muallimelere teslim etmeliyiz. Genç nesillerimize tarihî serencamımızın anlatılması ise bir görev bilinmeli…

(Devam edecek…)

 

Yorum yazın

Yorum yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Sertif PARLAK yazıları

Çok okunanlar