SON DAKİKA
Sertif PARLAK

Müslüman gençliğin inşâsı - 2

A- A+

HAZRETİ Peygamber, kıyamet gününde arşın gölgesinde barınacaklar arasında “Rabbine ibadet ederek yetişen gençleri” de sayarak, gençken dini yaşamanın önemine işaret etmiş, başka bir hadisinde de, “İnsanoğlu kıyamet gününde gençliğini nerede ve nasıl harcadığından sorguya çekilmedikçe yerinden ayrılamaz” buyurarak gençlik enerjisinin Allah’a kulluk ve insanlığa hizmet uğrunda değerlendirilmesi gerektiği mesajını vermiştir.

“Ben, insanları ve cinleri ancak Bana ibadet etsinler diye yarattım” buyuruyor Rabbimiz (Zariyat, 56). Bu ayet şu şekilde tefsir edilmektedir: “Bu ayet-i uzmânın sırrıyla, insanın bu dünyaya gönderilmesinin hikmeti ve gayesi Hâlık-ı Kâinatı tanımak ve O’na iman edip ibadet etmektir. İnsan, beden ve ruhtan meydana gelen bir varlıktır. Bedenin maddî gıdaya ihtiyacı olduğu gibi ruhun da manevî gıdaya ihtiyacı vardır. Ruhun en önemli gıdası, sağlam iman ve ihlâsla yapılan ibadettir. İslâm dini, nefsin ve neslin korunmasını aile ile onu da evlilik kurumuyla temin etmektedir. Dinimizde gayrimeşru ve nikâhsız beraberlikler çirkin görülüp yasaklanmış, evlilik teşvik edilmiştir. Evlilik dışı ilişki kesin olarak yasaktır. İslâm’ın yasak ettiği haramlardan olan zina, büyük günahlardan biridir. Rabbimiz Allah, zinaya yaklaşılmamasını emrediyor: ‘Zinaya yaklaşmayın, çünkü o bir hayâsızlıktır ve çok kötü bir yoldur.’ (İsra, 32)”

Zinanın fert, aile ve toplum için zararları çoktur. İslâm’ın hiç tasvip etmediği bir davranış biçimidir. Gençler iffetlerini korumak için cinsel uyarı içeren TV programı, sinema filmi, internet gezintileri, gazete, dergi, resim ve benzeri şeylerden uzak durmalıdır. Çünkü cinsellikle imtihan, imtihanların en zor olanıdır. Bu açıdan dikkat etmeli, cinsel duyguyu tahrik eden ortamlardan kaçın(ıl)malıdır.

Kendimize en can alıcı suali soralım: Günümüzdeki ahval nasıldır?

Günümüz gençliğinin bozulmasında en büyük etkenler şunlardır: Eğlence merkezleri, müstehcen yayın, internet kafeler, zararlı TV kanalları, arkadaş çevresi, şans oyunları, plajlar ve para karşılığında serbestçe çeşitli yerlerde yapılan fuhuş, sosyal etkinlik adı altında gençlerin kötü alışkanlıklar edindiği yerler…

Son yıllarda film ve dizilerde evlilik dışı ilişkiler, nikâhsız birliktelikler normalmiş gibi gösterilerek, bu tür gayr-i ahlâkî ilişkiler toplumda özendirilmektedir. Genç yaşta bekâr insanların çokluğu, düzen ve çevrenin haramları süsleyip kolaylaştırması ile birleşince, çeşitli ahlâksızlıkların yayılmasına, maddî ve manevî nice hastalıkların, sorunların artmasına yol açıyor. Evlilik yaşının ilerlemesi flört tarzı ilişkilerin önünü açmakta ve fuhşa neden olabilmektedir. Flört, dinimizin ahlâk anlayışına uymaz. Flört, nikâhsız beraber olmanın, gezip tozmanın, eğlenmenin çağdaş ismidir. Geç evlilik ahlâkî yozlaşmaya kapı aralıyor. Bu sebeple evliliği geciktirmek marifet değildir. Marifet, evliliği gerçekleştirmektir. Bu, Müslüman gençliği inşâ etmenin temel yollarından biridir.

Tesettürün güzelliği

İslâm dini dünya ve ahiret saadeti için kurallar koymuştur. Tesettür de bu kurallardan biridir. Tesettür, sadece başı kapatmaktan ibaret değildir. Örtünmek Allah rızası içinse, o zaman güzelliği ve cazibeyi dışarıya yansıtmayacak şekilde giyinmek gerekir. Peygamberimiz (sav), “Beş şey gelmeden önce beş şeyin kıymetini bil: İhtiyarlamadan önce gençliğin, ölüm gelmeden önce hayatın, hasta olmadan önce sağlığın, meşguliyetten önce boş vaktin, yoksulluğa düşmeden önce zenginliğin” buyurur.

Gençliğin değerinin bilinmesi, gençlerin bu dönemde hem kendileri, hem de aileleri ve toplumları için hayırlı ve faydalı şeyler yapmalarıyla mümkün olur. Kısaca, dünya ve ahiret saadetini kazanmak için bütün görev ve sorumlulukları yerine getirmek, her türlü kötü ve zararlı alışkanlıklardan uzak durmak ve Allah’a karşı olan kulluk görevlerini yerine getirmek gerekir. İşte o zaman gençliğin değeri ve önemi bilinmiş olur.

Yaratılış gayemiz Allah’a kulluktur, ibadettir. Doğru inanç, ibadet ve güzel davranışlarla şahsiyet gelişir, olgunlaşır. İlkeli, tutarlı, dengeli, kararlı, sabırlı ve güçlü bir kişilik oluşur. Böylece insan hem kendine, hem de başkalarına faydalı olur. Yüce Allah şöyle buyurur: “Kim Allah'a ve Rasûlüne itaat eder ve Allah’tan korkup emirlerine uygun yaşarsa (inanç, ibadet ve güzel davranışlarda bulunursa), kurtuluşa ve mutluluğa erenler bunlardır.” (Nûr, 52) 

İslâm’da neslin korunması için zina haram olduğu gibi, homoseksüellik, lezbiyenlik de aynı şekilde haram kılınan bir cinsel eylemdir. Haram olan erkek veya kadının kendi cinsinden birisi ile ilişki kurması (homoseksüellik, lezbiyenlik) sapıklıktır ve yasaktır. Yaratılış gayesine, fıtrî ve tabiî temayüllere aykırıdır. Ahlâkî çöküntünün ve çürümüşlüğün bir tezahürü olan bu çirkin fiilin çok eskilere dayandığını, bazı peygamberlerin bunlarla mücadele ettiklerini, bazı kavimlerin, Lût kavminin bu kötü fiiller (homoseksüellik) yüzünden mahvolduğunu Kur’ân-ı Kerîm’den öğreniyoruz (Ankebut, 31; Araf, 80-84; Kamer, 34-39).

Aynı şekilde, hanımının arkasından yanaşmak da büyük günahlardandır. Peygamberimiz (sav), “Bir erkeğe veya arkasından kadına yaklaşan kişiye Allah (rahmet nazarı ile) bakmaz” buyurur.

Sonuç

Günümüzde gençlerimizin birtakım problemlere yenik düşmemeleri için şu hususlara dikkat etmeliyiz: Gençlere iyi bir aile terbiyesi verilmeli, sorumluluk bilinci kazandırmalı ve onlara güzel örnek olunmalıdır. Boş zamanlarını kitap okuyarak ve yararlı işler yaparak değerlendirmeliler. Maddî ve manevî yönden dengeli bireyler olarak yetiştirilmeliler. Ailede ve okulda doğru bilgiler verilmelidir. Düşüncelerini ve hisleri anlamaya çalışılmalı. Genç kimse kötü arkadaş grubundan uzak durmalı ve iyi arkadaş edinmeli. Sigara, içki, kumar, uyuşturucu, fuhuş ve hırsızlık gibi kötü alışkanlıklardan ve onların edinileceği yerlerden uzak durmalı.

Ayrıca gençlerimize dinî ve manevî idealleri kazandırmak, onların ruh sağlığı yönünden son derece önemlidir. Nesli korumak ve sağlıklı bir toplum oluşturmak için gençlerimize iyi bir din eğitimi verilmelidir. Gençlerin kendilerini korumaları, dünya ve ahirette mutlu, huzurlu olmaları için inanç, ibadet ve güzel ahlâk sahibi olmalarına yardımcı olmalıyız. Özellikle sosyal medya, yazılı-görsel yayın vasıtaları da muhakkak İslâmî hassasiyetimize mütenasip bir yapıya ve kontrol mekanizmasına kavuşturulmalıdır. Bu gibi hassas meseleler millî politikalardır, siyâsî mülahazalardan vareste olmalıdır. Bu konuda ana-baba, akraba-komşu, basın-yayın mesuliyetinin farkında olmalı ve en önemlisi de Devlet aklı daima müteyakkız olmalıdır. Vesselâm…

Yorum yazın

Yorum yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Sertif PARLAK yazıları

Çok okunanlar